Kız kıza ortamlar
Hem kız hem karma lisede okumuş biriyim. İki eğitim sisteminin de olumlu ve olumsuz tarafları var. Ama yeniden çocuk olup eğitim hayatıma geri dönsem veya çocuğunu karma veya kız-erkek lisesine mi göndermek istersin dense, karmayı tercih ederim.
Toplumun yarısını oluşturuyorsak ve birlikte yaşamalıyız. Her sırada her ortamda yan yana olmalı, omuz omuza mücadele etmeliyiz. Ötekisi meydanları, sokakları, koltukları, yönetimi erkeklere bırakmak olur ki, bunun ne kadar yanlış olduğunu dünya kurulduğundan beri görüyoruz.
Dünyayı yöneten erkekler hep yanlış kararlar aldı, habire savaştı. Geçenlerde bir kanalda sunucu soruyordu konuğuna ve sokaktaki vatandaşa "3500 yıllık dünya tarihinde kaç yıl barış içinde geçmiştir?" diye. "Çok azdır" diyen pek çok kişinin tahmini doğru çıktı, sadece 230 yılmış doğru cevap.
Ülkelerini ve dünyayı yöneten erkekler hep savaşmayı tercih etmiş, kendi gücünü kanıtlamak için.
SAVAŞ YERİNE BARIŞ
Bugün yine savaş çığlıkları atılıyor. Yanı başımızda zaten yıllardır birbirlerini öldürüyor aynı ülkenin, aynı milletin, aynı dinin çocukları. Zaten içinde sayılırız ama şimdi resmen savaşın içine girme hazırlığındayız.
Evet, masum insanlar, çocuklar öldürülüyor. Buna karşı çıkmak, dur demek lazım. Ama savaş daha çok ölüm, daha çok çocuğun ölmesi veya öksüz ve yetim kalması demek.
Sorun savaşmaya, güç gösterisine, kaba kuvvete meyilli erkek psikolojisinde. Erkek mantığı veya bakış açısının elbette olumlu yanları var ama yıkıcı etkilerini de yabana atmamak lazım.
Komşusunun kızına, karısına yan gözle bakan, hatta kendi arzuları doğrultusunda yakınlarına bile kötülük etmekte sakınca görmeyen erkekler. Sosyal ortamlarda kadın ve erkeği birbirinden ayrı tutmak istemenin de altında bu yatıyor. Kadınlar kızlar kötü niyetli erkek tehlikesinden uzak tutulsunlar ve tabii günahtan uzak dursunlar. Çünkü kadının bir erkeğin gözlerinin içine bakmasının bile zina olduğunu düşünenler (kadınlar da) var.
MEYDAN OKUMAK
Oysa bir erkeğin gözlerinin içine bakmak, ona meydan okumayı içerir. "Senden korkmuyorum, sen benden kork! Çünkü aciz olan ben değil, sensin" demektir. Otobüste veya yolda sizi taciz etmeye yeltenen erkeklerden kendinizi sakınmak için başınızı çevirmek yerine dönüp tehditkar bir şekilde gözlerinin içine bakın utanacak ve yanınızdan ayrılacaktır.
Dolayısıyla kötü niyetli erkeklerden korumanın yolu erkekleri terbiye etmek. Bu terbiyeyi vermesini sadece annelerden beklemek de doğru olmaz. Okullar da bunun bir parçası ve bu okullarda kızlar-erkekler birlikte büyüyerek birbirlerine iyi davranmayı, birlikte yaşamayı, birbirlerini korumayı, dayanışmayı ve paylaşmayı öğrenmeliler.
Kız arkadaşlarımla birlikte olmaktan çok keyif alır; birlikte seyahatlere çıkar, yemek/sinema/tiyatro programları yaparız ama her dakika da onlarla birlikte olmayı istemem. Hep kızlar arasında olmaktan sıkılırım. Bütün kadınların da sıkıldığına adım gibi eminim.
Toplumun yarısını oluşturuyorsak ve birlikte yaşamalıyız. Her sırada her ortamda yan yana olmalı, omuz omuza mücadele etmeliyiz. Ötekisi meydanları, sokakları, koltukları, yönetimi erkeklere bırakmak olur ki, bunun ne kadar yanlış olduğunu dünya kurulduğundan beri görüyoruz.
Dünyayı yöneten erkekler hep yanlış kararlar aldı, habire savaştı. Geçenlerde bir kanalda sunucu soruyordu konuğuna ve sokaktaki vatandaşa "3500 yıllık dünya tarihinde kaç yıl barış içinde geçmiştir?" diye. "Çok azdır" diyen pek çok kişinin tahmini doğru çıktı, sadece 230 yılmış doğru cevap.
Ülkelerini ve dünyayı yöneten erkekler hep savaşmayı tercih etmiş, kendi gücünü kanıtlamak için.
SAVAŞ YERİNE BARIŞ
Bugün yine savaş çığlıkları atılıyor. Yanı başımızda zaten yıllardır birbirlerini öldürüyor aynı ülkenin, aynı milletin, aynı dinin çocukları. Zaten içinde sayılırız ama şimdi resmen savaşın içine girme hazırlığındayız.
Evet, masum insanlar, çocuklar öldürülüyor. Buna karşı çıkmak, dur demek lazım. Ama savaş daha çok ölüm, daha çok çocuğun ölmesi veya öksüz ve yetim kalması demek.
Sorun savaşmaya, güç gösterisine, kaba kuvvete meyilli erkek psikolojisinde. Erkek mantığı veya bakış açısının elbette olumlu yanları var ama yıkıcı etkilerini de yabana atmamak lazım.
Komşusunun kızına, karısına yan gözle bakan, hatta kendi arzuları doğrultusunda yakınlarına bile kötülük etmekte sakınca görmeyen erkekler. Sosyal ortamlarda kadın ve erkeği birbirinden ayrı tutmak istemenin de altında bu yatıyor. Kadınlar kızlar kötü niyetli erkek tehlikesinden uzak tutulsunlar ve tabii günahtan uzak dursunlar. Çünkü kadının bir erkeğin gözlerinin içine bakmasının bile zina olduğunu düşünenler (kadınlar da) var.
MEYDAN OKUMAK
Oysa bir erkeğin gözlerinin içine bakmak, ona meydan okumayı içerir. "Senden korkmuyorum, sen benden kork! Çünkü aciz olan ben değil, sensin" demektir. Otobüste veya yolda sizi taciz etmeye yeltenen erkeklerden kendinizi sakınmak için başınızı çevirmek yerine dönüp tehditkar bir şekilde gözlerinin içine bakın utanacak ve yanınızdan ayrılacaktır.
Dolayısıyla kötü niyetli erkeklerden korumanın yolu erkekleri terbiye etmek. Bu terbiyeyi vermesini sadece annelerden beklemek de doğru olmaz. Okullar da bunun bir parçası ve bu okullarda kızlar-erkekler birlikte büyüyerek birbirlerine iyi davranmayı, birlikte yaşamayı, birbirlerini korumayı, dayanışmayı ve paylaşmayı öğrenmeliler.
Kız arkadaşlarımla birlikte olmaktan çok keyif alır; birlikte seyahatlere çıkar, yemek/sinema/tiyatro programları yaparız ama her dakika da onlarla birlikte olmayı istemem. Hep kızlar arasında olmaktan sıkılırım. Bütün kadınların da sıkıldığına adım gibi eminim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.