Israr etmeyin, denetin
Diyelim ki çocuğunuz veya torununuz veya eşiniz bir yemeği veya besini yemiyor. Yapacağınız şey ısrar etmek veya her gün önüne aynı yemeği koymak değil. Farklı şekillerde ve farklı pişirme yöntemleriyle sunmak ve en az 15 kez denetmek sonda işe yarıyor.
Yapılan araştırmalar, çocuğun yeni bir besini kabul etmesinin, aynı besini 15-16 kez denemesini gerektirebildiğini gösteriyor. Annelerin en büyük ihtiyacının sabır olduğunu belirten uzmanlar, şiddetle reddedilen bir yemeğin farklı pişirme yöntemleriyle sunulmasını öneriyor.
Diyetisyen Ece Nevra Durukan, bu denemelerin ardarda olmamasını söyleyerek küçük çocuklarına sebze yedirmek isteyen annelere yemekleri eğlenceli hale getirmelerini öneriyor. "Yemekleri beraber hazırlayabilir, kereviz ve havuçtan sarman kedi şeklinde salata yaparak sebzeleri yedirebilirsiniz" diyor.
SABIR VE YARATICILIK
Annelik sabır ve yaratıcılık isteyen bir iş. Mesela diyor ki: "Ayrıca çocuklar süper kahramanlara çok meraklıdır ve hep onlar gibi olmak isterler. 'Sen süper kahraman olsan ne yerdin?' oyunu oynamak yeni besine alışma sürecinde çok keyifli ve yardımcı olabilir. 'Sence bu süper kahraman bu kadar güçlü olmak için her gün süt içiyor mudur?' diye sorduğunuzda tekrar durup düşünmesini sağlayabilirsiniz."
Bir başka önerisi de buzdolabının kapağına çocuğunuzun en sevdiği süper kahramanın ağzından "Bugün kaç tane meyve yedin" gibi notları koymak.
Veya sevmediği besinin bir fotoğrafını kesip, ona göz ve saç yaparak sevimli bir hale getirmek. "Merhaba ben pırasa, sabahtan beri seni dolapta sabırsızlıkla seni bekliyorum" gibi notlar eklemek. Gördüğünüz gibi çocuğun bakış açısını değiştirmesine yardımı olacak pek çok yöntem var.
ALGIYI DEĞİŞTİRMEK
Aynı yöntem büyükler için de uygulanabilir. "Asla kereviz yemem" diyen birçok yetişkinin önlerine bildikleri görüntünün dışında bir kereviz yemeği geldiğinde yediklerini biliyoruz. Çoğu zaten kereviz yemediği için tadını bile bilmiyor ve akıllarındaki kereviz görüntüsü dışında bir şey yedikleri için de o tadı çok sevebiliyorlar.
Önemli olan algılarını yıkmak. Tabii sadece yemekle ilgili değil bir durum. Sabır ve yaratıcılığı kullanarak herkesi istediğimiz yöne doğru şekillendirmek mümkün. Israrcı olmayan tatlı dil ve ikna yöntemleri her zaman ve her yerde geçerli. Propaganda denilen şey de bu değil mi?
Yapılan araştırmalar, çocuğun yeni bir besini kabul etmesinin, aynı besini 15-16 kez denemesini gerektirebildiğini gösteriyor. Annelerin en büyük ihtiyacının sabır olduğunu belirten uzmanlar, şiddetle reddedilen bir yemeğin farklı pişirme yöntemleriyle sunulmasını öneriyor.
Diyetisyen Ece Nevra Durukan, bu denemelerin ardarda olmamasını söyleyerek küçük çocuklarına sebze yedirmek isteyen annelere yemekleri eğlenceli hale getirmelerini öneriyor. "Yemekleri beraber hazırlayabilir, kereviz ve havuçtan sarman kedi şeklinde salata yaparak sebzeleri yedirebilirsiniz" diyor.
SABIR VE YARATICILIK
Annelik sabır ve yaratıcılık isteyen bir iş. Mesela diyor ki: "Ayrıca çocuklar süper kahramanlara çok meraklıdır ve hep onlar gibi olmak isterler. 'Sen süper kahraman olsan ne yerdin?' oyunu oynamak yeni besine alışma sürecinde çok keyifli ve yardımcı olabilir. 'Sence bu süper kahraman bu kadar güçlü olmak için her gün süt içiyor mudur?' diye sorduğunuzda tekrar durup düşünmesini sağlayabilirsiniz."
Bir başka önerisi de buzdolabının kapağına çocuğunuzun en sevdiği süper kahramanın ağzından "Bugün kaç tane meyve yedin" gibi notları koymak.
Veya sevmediği besinin bir fotoğrafını kesip, ona göz ve saç yaparak sevimli bir hale getirmek. "Merhaba ben pırasa, sabahtan beri seni dolapta sabırsızlıkla seni bekliyorum" gibi notlar eklemek. Gördüğünüz gibi çocuğun bakış açısını değiştirmesine yardımı olacak pek çok yöntem var.
ALGIYI DEĞİŞTİRMEK
Aynı yöntem büyükler için de uygulanabilir. "Asla kereviz yemem" diyen birçok yetişkinin önlerine bildikleri görüntünün dışında bir kereviz yemeği geldiğinde yediklerini biliyoruz. Çoğu zaten kereviz yemediği için tadını bile bilmiyor ve akıllarındaki kereviz görüntüsü dışında bir şey yedikleri için de o tadı çok sevebiliyorlar.
Önemli olan algılarını yıkmak. Tabii sadece yemekle ilgili değil bir durum. Sabır ve yaratıcılığı kullanarak herkesi istediğimiz yöne doğru şekillendirmek mümkün. Israrcı olmayan tatlı dil ve ikna yöntemleri her zaman ve her yerde geçerli. Propaganda denilen şey de bu değil mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.