• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Ulusal eylem planı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05 Mart 2014, 20:00
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün başlattığı "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı" çerçevesinde yapılan durum değerlendirmesinde "Kadın ve Medya" bölümünü ele almaya devam edelim. Dün kadınların medyada görünmesinden söz etmiştik. Bugün de medyada çalışan kadınlara bir göz atalım.
Yeri geldiğinde hep değiniyorum medyada da diğer sektörlerde ve kurumlarda olduğu gibi tepedeki kadın sayısı çok az. Bakanlığın yaptığı açıklamada da "Yazılı basında istihdam edilen kadınların çoğu haber muhabiri, magazin yazarı ve kadın sayfası yazarı olarak kurumsal hiyeraşinin daha alt kademelerinde yoğunlaşmaktadır" deniyor.
Çalışan personelin kadroları incelendiğinde ulusal, yerel ve bölgesel yayınlarda çalışanların yüzde 34'ünü kadınlar oluşturuyor. Ve çoğu orta düzeydeki pozisyonlarda görev yapıyorlar. Üst yönetim kademesi erkeklerden oluşuyor.

YÖNETİCİ KADIN
Bizim gazetemizde olduğu gibi kadın yönetici sayısı olan gazetelerin sayısı yok denecek kadar az.
Yazılı basın gibi televizyonlarda da durum aynı. Kamu yayıncılığı yapan TRT yönetiminin en üst seviyesi olan yönetim kurulunda yer alan 7 üyenin, 4 genel müdür yardımcısının ve 11 yurtdışı temsilcilerinin tamamı erkek. 17 Daire başkanlığında ise 1 kadın daire başkanı bulunuyor.
İşte bakanlığın yürüttüğü eylem planının amacı medyada kadının temsilini artırmak. Bu konuda olumlu çalışmalar da yok değil. Özellikle yerli dizilerde ve programlarda çağdaş, özgüvenli, çalışkan, rasyonel, güçlü ve bağımsız kadın imgesi yer bulmaya başladı.
Ama Ankara'daki yapılan değerlendirme toplantısında bu değişimin oldukça yavaş olduğunun ve kadın imgesinin hala toplumsal cinsiyet eşitliğinden yana olmadığının altı çizildi.

ÇALIŞANLARA EĞİTİM
Üstelik bu imgenin her şeyi tek başına yapmak durumunda olan "süper kadın" algısına yol açtığını ve bunun da kadınlar üzerinde baskı yaratabileceğine değinildi. Yani bir tarafta toplumun istediği role bürünen "ev kadınları" var. Bir tarafta bununla yetinmeyen ve iş hayatında da var olmak isteyen kadın. Ama bütün gün dışarıda çalışması ev işlerinin yükümlülüğünden kurtulmasını sağlamıyor. Bu görevler yine onun üzerinde kalıyor ve toplum ondan hepsini başarıyla ürütmesini bekliyor.
Bu da işte toplumsal cinsiyet rollerinin kadının elini zayıflatmasına neden oluyor. Amaç kadınların medyadaki konumlarını güçlendirmek. Bunun için de başta TRT olmak üzere tüm medya kurumlarında çalışanlara yönelik "toplumsal cinsiyet" eğitimleri verilmesi gerekiyor. çünkü hala pek çok kadınların önünde hiçbir engel olmadığını ve çalışmak isteyen her kadının yolunun açık olduğunu düşünüyor.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.