ALGILAMA YÖNETİMİNİN TEMEL KURALLARI

Bu hafta da Algılama Yönetimi konusunun temel ilkelerini ele aldım. Şirketlerin markalaşmalarında, ürünlerini pazarlamasında satmasında hedef kitlenin/müşterinin değerlerini ön planda tutan başarılı olmaktadır.
Algılamayı yönetebilmek için hedef kitle veya kişinin değerler sistemiyle kesinlikle çatışmamak gerekir. Karşımızdakinin ve bizim değerlerimiz uyuşmadan ne iletişim olabiliyor ne de ilişki.
Algılama yönetiminin 1. kuralı hedef kitlenin değerleriyle uyum.
Sonuncusu düşüncelerden çok duygulara hitap etmelisin.
Algılama yönetiminin en temel görevi gerçek ile gerçekliği mümkün olduğu kadar birbirine yakınlaştırmak algılanan değer arasındaki mesafeyi kapatmak.
Genelde iletişimde ve algılama yönetiminde iki unsur filtre ve kotadır.
Algı haritasında gönülde yeri korumanın öncelikli koşulu hedef kitlenin değerleriyle uyumlu noktaları asla göz ardı etmemek gerekir.
Değerler sisteminin kilit taşı dindir. Gelenek ve görenekler işin harcında vardır. Dil, din, cinsiyet atanmış özellikleridir.
İnsanların atanmış özelliklerine dokunurken dikkat etmek gerekir.
Gerçek sebep ne olursa olsun, hedef kitlenin değer ve kültür kodlarıyla uyum sağlamayan hiçbir iletişim etkinliğinin çalışamayacağını bilmeliyiz.
İletişim milli bir meseledir. Milli bir yaklaşımı benimsemeden algılamayı yönetmek mümkün değildir.
Algılamayı yönetmek, ancak içinde yaşanılan toplumun değerlerini ve kültürünü tanımak, anlamak ve doğru yorumlamakla mümkündür.
Sizden beklenen davranışları sergilediğinizde yarattığınız algı genellikle ya vasattır ya da iyicedir.
Fakat mükemmellik algısına ancak sizden beklenmeyen davranışlar sergilerseniz ulaşabilirsiniz.
ALGIYI YÖNETEMEZSİNİZ
Hiçbir profesyonel içinden geldiği gibi davranamaz. Profesyoneli amatörden ayıran ve hedefine kilitleyen temel tutum, seçilmiş davranış sergilemesidir.
Seçilmiş davranışların en rafinesi ise karşınızdaki kişilere (hedef kitle, eş, sevgili, ast veya üst) beklentilerin üzerinde bir yaklaşımı refleks haline getirmektir.
Birden fazla söz söylemenin, çok sayıda masayı aynı anda vermeye kalkmak algılamayı olumsuz etkiler. Fazla olan yanlıştır.
Yalın ve basit olmak ama bayağı olmamak. Bilgi toplumunda insanların zamanı iyice azalmıştır.
Zamanın ekonomik kullanımı ilişki yönetiminde kritik başarı faktörüdür.
Sonuca odaklanmalısın. Aslolan oku yaya takıp hedefe atmak ve hedefi vurmaktır, oku sevmek değildir. Mao Tse Tung İletişim demek sonuç demektir.
Bir şey üretmeden, hedef kitlede bir davranış değişikliği yaratmadan, sadece biçimin ve araçların izini sürerek yürütülen faaliyetlere belki başka bir ad verilebilir, ama iletişim denemez.
İletişimde "sonuç odaklılık" biçimden çok işleme yoğunlaşmaktan geçer.
"Değerlere uyum" adını verdiğimiz 1. Temel kuralla "duygulara hitap etmek" şeklinde adlandırdığımız sonuncu temel kuralımız, bir büyük cümlenin başında ve sonunda yer alan iki parantez gibidir.
Algılama yönetiminin olmazsa olmaz iki kuralıdır.
Bu iki kuraldaki hata tüm algılama yönetimi eyleminin burun üstü çakılmasına, uluslararası kalite çalışmalarında kullanılan deyimle "majör hatalar" a neden olabilir.
Son söz, algılamayı yönetebilmenin ana kuralı "sevmek"tir, pek çok gurunun iddia ettiğinin tam tersine "bilmek" değildir.
Temel kural sevmektir, yani değerleriyle, kültürüyle ülkeyi sevmek, içinden çıktığın milleti sevmek, yaptığın işi sevmek, çevrendeki insanları sevmek, bilgiyi ve bilgi üretmeyi sevmek, sürekliliği sevmek, insanlığı sevmek, kendini sevmek....
Belki bütün bunlar olmaksızın da bir şeyleri yönetebilirsiniz, ama asla algılamayı yönetemezsiniz.