Ayvalık'ın en önemli zeytin sanayicisi, güzel insan Özgün Zeytincilik sahibi Ahmet Sucu hayatını kaybetti.
Ayvalık'ın tanınmış ismi "Zeytinin Babası" gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. Uzun süredir mücadele ettiği amansız hastalığa Ankara- Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde 56 yaşında yenik düşen Sucu, yüzlerce seveninin gözyaşları arasında toprağa verildi.
Ahmet Sucu'nun kaybı nedeniyle Ayvalık'ta hüzün ve yas vardı. Yardımseverliği ve 7'den 77'ye her kesimden insanla kurduğu gönül köprüsü ile yüreklerde taht kuran Sucu'nun, Ayvalık zeytin ve zeytinyağının sadece Türkiye'de değil dünya genelinde tanınmasında büyük emeği vardı. Sempatik tavırları, halkın içinden duruşuyla sevilen Sucu için gözyaşları sel oldu. Ayvalık bir değerini, güzel bir insanı, iş insanını doğduğu toprakları seven. zeytin ve zeytinyağı sektörünün gelişmesine katkı sunan Sucu'yu yitirdi.
Genç yaşında kazandığı bilgi birikimi ve tecrübesiyle sektörde duayen kabul ediliyordu.
Ayvalık zeytin ve zeytinyağının marka olmasında önemli pay sahibiydi.
YAPTIĞI İŞE TUTKUYLA BAĞLIYDI
Karacaoğlan, "üç derdim var birbirinden seçilmez. Bir ayrılık, bir yoksulluk bir de ölüm" demiş. Derdimiz vardı büyüktü, Ayvalık'ta hüzün vardı, gözyaşı vardı.
15 yıl önce Ayvalık Tuz Sosyal Tesisinin Müdürlüğü yaptığım yıllarda tanışmıştık merhum Ahmet Sucu ile. Tesiste Özgün zeytin ve zeytinyağları kullandık. 3 yıllık görev sürecimde çok özel anları paylaştık, güzel bir insanı, bir dostu tanıdım. Uzun yıllar bu dostluğumuz sevgimiz devam etti.
Hayata, insanlara, topluma karşı duyarlılıkları farklı olan, farklı pencereden bakan, dost yüreği ile gönül gözü ile bakan birisiydi. Onun için çok sevildi. Vefatının ardından paylaşımların hepsinde sevgi, saygı, özlem, hüzün vardı.
Ahmet Sucu'nun yaşama bağlılığına, enerjisine, işine olan tutkusuna, sevgi dolu, şefkatli kalbine, dost yüreğine hayrandım.
İnsanın derdi olduğunda sahip çıkışını, dinleyişini; anlamaya, yol göstermeye çalışmasını; derdine derman olmak için, elinden gelen desteği vermesini, çelebi kişiliğini, Bektaşi duruşunu, oradan gelen, kalbe akan, insanı kucaklayışını sevdim.
Efendi kimliğine, saygılı, samimi, iyi bir iş insanı olmasının yanında, hep emekten yana olan; insanı ve emeği yücelten, o sahici, dokunaklı, insani yanına hayrandım.
YAŞAMA SEVİNCİNİ HİÇ YİTİRMEDİ
Onca yorgunluklar arasında bile, yaşama sevincini hiç yitirmemesini örnek aldım. Her kesimden, her inançtan, her fikirden insana; hep yürekten saygı duyuşunu, insanlara eşit yaklaşımını, insana verdiği özel değeri de. Her zaman, herkesi sabırla dinlemesini, kendisinden büyüklere gösterdiği içten saygıyı, uzmanlık önünde eğilişini; çok şeyi bilirken, hiçbir şey bilmiyormuş gibi durma tavrını çok sevdim.
Hep 'kendini bilme' halini; yaşama sevgisini, hayatla barışıklığını, mütevazılığını, her şeyi bilip, her bildiğini söylememe halini de. İnsanın kusurlarını örtmesindeki o doğal, derviş halini. Yaşam ustalığını, görgüsünü, iyi niyetini. En çok güzel insanlığını; 'adam gibi adamlığını' çok özleyeceğiz. Bu dünyadan bir Ahmet Sucu geçti, iz bıraktı gönüllere dokundu, sevgi, güzellik, adamlık bıraktı gitti.
Cemal Süreya "Her ölüm erken ölüm" der, seninki erken oldu be sevgili dostum.
Olmadı güzel insan; bizleri, dostlarını, aileni Ayvalık'ı erken bırakıp gittin. Sensizlikte bir şeyler hep eksik kalacak. Seni hep özleyecek, gönlümüzün en müstesna köşesinde yaşatmaya devam edeceğiz.
Aziz hatıran önünde saygı ile eğiliyorum.
Sana Allah'tan gani gani rahmet diliyorum. Mekanın cennet olsun sevgili dostum, güzel insan...