Beşiktaş'ın oyunundan memnun olmak elbette mümkün değil. Ama öncelikle verilen penaltıya değinmezsek Türk futbolu adına ayıp etmiş oluruz. Bu kadar basit, bu kadar sıradan bir pozisyona öncelikle VAR'ın müdahale etmesi futbol adına büyük bir ayıp. Sonrasında hakemin seyredip bu pozisyonu penaltı olarak değerlendirmiş olması hakemlik adına büyük bir seviye sıkıntısı. Çekilen oyuncu normalde geriye doğru düşer, öne doğru dizlerinin üzerine düşen bir oyuncu hakkında böyle bir karar vermek gerçekten kolay anlaşılır bir şey değil. Bu konuları konuşmayalım, buralara girmeyelim, futbolu konuşalım desek de maalesef karar verenler buna müsaade etmiyorlar.
Cenk'in, Rashica'nın çekildiği farklı maçlarda konuya müdahil olmayan VAR, bu pozisyonda apar topar konuya girince karar verenler hakkında iyi niyetli düşünmekte mümkün olmuyor.
HEP DAHA GERİYE GİDİYORLAR
Maça dönüp Beşiktaş'ın oyununa baktığımızda zaten çok dişe dokunur bir şey yok. Teknik direktörün oyun felsefesi Beşiktaş'ı duvara toslatmış durumda. Bu kadar düşük tempolu bir oyunun Beşiktaş'a getirebileceği çok fazla bir şey yok. Sürekli gol yiyip arkasından buradan kurtulmaya çalışmak ancak küme düşme durumundaki takımlarında gördüğümüz fotoğraflar. Beşiktaş'ın bu oyun felsefesi ile alabileceği ne bir mesafe var ne de kazanabileceği bir başarı. Her geçen hafta Beşiktaş'ı bir adım daha geriye götürüyor. Daha da kötüsü oyuncuları da değersiz gösteriyor. Bu çok tehlikeli bir durum... Beşiktaş bir şekilde önüne daha güvenli bakabilmeli bunun için de daha sağlıklı bir oyuna ve teknik direktör felsefesine ihtiyaç var. Son dakika penaltı şansızlığı için bu kadar negatif giden sürecin kötü bir şakası diyerek noktayı koyalım.