Oysa ne büyük umutlarla gitmiştik, Mustafa Kemal Paşa Spor Salonu'na. Hafta içinde deplasmanda Belçika'nın Spiriou takımını mağlup etmeyi başaran, ligde de yine deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u dize getiren Kaf-Kaf'ların Hollanda'nın Groningen takımını seyirci desteğiyle yeneceğine ümit ve inancımız tamdı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.
Yedi Amerikalısıyla basit sokak basketbolu oynayan ama paslaşmayı ve şut atmayı beceren rakibi önünde Karşıyaka savunma yapamadı. Gelen attı giden attı.
HAYAL KIRIKLIĞI
Yeşil-kırmızılıların büyük umudu Mısırlı Marei'nin skor makinesi olması beklenirken ilk devreyi sayısız geçti. İlkan ile birlikte kısa zamanda iki faul almaları nedeniyle hiç katkıları olmadı. Hücumda ise sanki yakan top oynarcasına şut atmaktan korkan takımımız garip garip atışlarla sert savunma yapan rakibinin önünde umutsuzluğu yaşadı. Chatman'ın sahada varlığıyla yokluğu belli değildi. Herkes takımın en kısası Wallker'ın şut atmasına bel bağladı. Litvanya'dan transfer edilen Gailaius mutlaka çakma Litvanyalı olmalı.
Ne savunma yapabiliyor, ne de şut atmayı becerebiliyor. Böylece ilk yarı inanılmaz derecede tutuk oynayarak fark yedik.
HOCA EGEMEN'İ UNUTTU
Pınar KSK ikini yarıya iyi başladı. Tayfun Erürkü'nün iyi savunma yapması ve seyircinin geçiş tezahüratı ile Walker'ın üçlükleriyle rakibini yakaladı. Ancak genç antrenör Özhan Çıvgın oyuncu değerlendirmedeki hataları Tayfun'u çıkarıp ayakta duramayan Chatman'ı oyun alması ribaundlardaki hatalar maçın kazanılmasını engelledi. Genç hoca, Egemen'i ise yanında unuttu ve oyuna almadı. Yazık oldu kazanılmayacak bir maç değildi ama Kaf-Kaflar bundan ders çıkarmalı. Bence Chatman ve bu takıma hayır gelmez. Kadroda mutlaka revizyon yapılmalı.