Tamer Tuna ilgili bu sütunlarda çok şey yazmışızdır. Yaptıkları ile çok heyecanlanmışızdır. Kazanan sadece Göztepe değil, Türk Futbolu'dur. Biliyorsunuz her değişiklikte hep aynı teknik adamların isimleri geçer. Göztepe, Yılmaz Vural gibi başarılı bir teknik adamı göndererek aldığı büyük riski Tamer Tuna tercihi ile unutturdu.
Geçenlerde başkan Sepil bu konuda şöyle dedi: "Yeni nefes lazım. Ona ayak uydurmak lazım. Tamer Hoca Türk futboluna ilerleyen yıllarda damga vuracaktır, çok konuşulacaktır." Tamamen katılıyorum. Keşke örnekleri çoğalsa. Futbolda sadece yeni yıldızlara değil, Tuna gibi hocalara ve Mehmet Sepil gibi başkanlara daha fazla yer açabilsek keşke.
Zamalek
Liglerimizdeki teknik direktör istikrarsızlığı malumunuz. İlk yarı 10 kulübümüz hoca değişikliğine gitti ya hani bizden daha fena durumlar da var. Mısır'da Zamalek kulübü 3.5 yılda tam 25 teknik direktör değiştirdi. Bu bir rekor olabilir. Bizim ligde olsalar sayıyı ikiye katlar mıydı ne dersiniz?
Rooney-Cenk ilaç olabilir
Cenk'in imzası ile birlikte Everton bir anda en çok takip edilen takımlar arasında yer aldı. Şu sıralar Google'a "Ev" yazsanız üçüncü sırada "Everton" çıkıyor. Aslında durumları hiç iç açıcı değil.
Şampiyonluk şansları yok, Avrupa'dan da elendiler. Yani sezon ortasında tek hedef Avrupa'ya katılmak iken (O bile şu tabloda hayli uğraştırıcı olacak) kimse bu paraları kolay kolay vermez. Ancak onlar biraz da geleceği düşünüp uyum sorununu erken çözmek için böyle bir karar aldılar.
Büyük sorun
Premier Lig'in ilk 10'una baktığınızda gol noktalarında iki takımın büyük sorunu olduğunu görüyoruz. Biri Burnley (19 gol), diğeri Everton (25 gol). Zaten bu sorun onları böyle bir arayışa itti.
22 maçın 8'inde gol bulamadılar.
Bu noktada Wayne Rooney-Cenk Tosun ikilisi son yılların en ilginç ikilisi olabilir. Yani Sam Allardyce'in tedavi edemediği hastalığın ilacını bu ikili bulabilir. Cenk, Dominic Calvert-Lewin ile Oumar Niasse'nin de kendine gelmesi için çok önemli bir rakip.
Seleznyov doğru tercih
Seleznyov'un ikinci Shakhtar Donetsk kariyeri unutulmaz. İlk sezonunda 24 maçta 17 gol, ikinci sezonunda 22 maçta 14 gol, üçüncü sezonunda ise 3 maçta 3 gol atmıştı. Bu nedenle Karabük'e geldiğinde lige renk katacağını düşünenlerdendim.
Fakat aşı tutmadı. Şimdi ise Akhisar'da ki bence çok doğru bir tercih. Akhisar son yıllara baktığınızda zaten bünyesinde hep iyi golcüler barındırmış bir kulüp. Akigo için böyle bir hamle şarttı ve Seleznyov'un burada asıl patlamayı yapması sürpriz olmaz.
Bizi hep köklü değişiklikler yaktı
Lucescu hafta boyuncu Antalya'da kulüplerin kamplarını ziyaret etti. Cümlelerinin arasında konuşulması gereken meseleler var. Mesela "Teknik adam değişikliklerine rağmen neden turnuvalara sürekli katılan bir ekip olmayı başaramadığımızı çözmemiz lazım" diyor. Bunun sebebini sanırım biliyoruz. Bizdeki değişimler hep köklü değişiklikler oluyor. Yani bir jenerasyon ile vedalaşıp yeni bir jenerasyonla yola çıkmayı düşünüyoruz.
Halbuki Almanya ve İspanya gibi ülkelerin planı açık. Bir oyuncunun hep iyi bir alternatifi mevcut. Biz ise yeri geliyor stoper bile bulamıyoruz.
Hazırlık maçlarında şans verip resmi maçlarda unutuyoruz. Sonra da niye olmadı diyoruz?