Bizde gelenektir, hazırlık kampları, özel maçlar, Avrupa sınavları derken iki ay geçer ama iş lige geldiğinde hazır değilizdir. Bu hazır olamama durumu antrenmanlardan kaynaklanmaz. 30 tane de maç yapsan hepsi uyum sorunu yaşar. Çünkü uyum süreci için ligin başlangıcı değil, transferin bitişi esas alınır.
Fener'in stoper arayışı, G.Saray'ın Falcaosu, Beşiktaş'ın golcü sorunu derken 3. haftayı devirirsiniz. Sonra bir bakarsınız transferin son haftasında imzalar peş peşe attırılmış. Oysaki bu süreçte Premier Lig'e, Bundesliga'ya, Serie A'ya, La Liga'ya bakarsınız.
Aaaa adamlar takır takır oynuyor.
Kimse "O geldi, bu gitti" demiyor.
Demek ki takım olan oluyor.
Haksızlık yapmayalım. Hepsi de aynı demiyorum. Genelde böyledir. Ona bakarsan en fazla Denizlispor'un bu mazeretlere sığınması lazım. Ligin yenisiler ve üstelik takım komple değişti. Fakat 3 haftada 7 puan kaptılar.
ÇIKAN KISMIN ÖZETİ
Neyse gelelim sadede. Bundan önceki bölüm mazeret faslıydı ve bitti. İşin özü çoğu takım için lig asıl şimdi başlıyor. Yani hepsi eksik yerlerini kapattı. Çıkan kısmın özetine göre kısa kısa geçersek, F.Bahçe geçen sezondan çok farklı bir görüntü çiziyor. Niye o formayı giydiğini anlamadığınız oyuncuların yerine ayağı yere sağlam basan bir oluşum var. G.Saray'ın Diagne ile çözemediği, Babel ile idare ettiği hücum bölümünün Falcao ile takımı farklı bir kimliğe büründürmesi bekleniyor. Yanlış anlaşılmasın. Babel bu sezonun en iyi transferlerinden biri. Fakat yerinde oynamalı. Oradaki tehlikeli bölge savunma. Daha doğrusu savunamama. Çok atıp çok yiyen bir takım izleyebiliriz.
ÇOK OYUNCU ALDILAR
Beşiktaş'a gelince. Çok oyuncu aldılar. Fakat çok faydalı isimlerden vazgeçtiler. Mesela Lens'i seçip, Quaresma'yı göndermek anlaşılır değil. Evet bir takım uyum sorunu yaşayacaksa bunu en çok onlar yaşayacak. Sadece oyunculardan bahsetmiyorum.
Abdullah Avcı da var işin içinde.
Trabzon bu sezonun sürpriz ekibi olacak gibi. Ancak istikrar problemleri var. Göztepe'ye gelince.
İlk üç haftadaki golsüzlük tesadüf değil. Hep böyle mi gider, gitmez elbet. Sadece Eren'i alıp, üstelik soyadına kanıp "Artık derdim yok" demekle olmaz.
Tamer Hoca'nın yeni bir formül üretmesi lazım. Ve anlaşılan bu yeni formülü de yenilerle üretecek.
İyi haftalar.