Yıl: 1997. Yine Mayıs ayı.
Balkonlardan yine sarı kırmızılı bayraklar sarkmakta.
Gazeteler yine "Şampiyon Galatasaray" yazmakta. Ama bir farkla. Kimse "4 sene üst üste şampiyon oldu" diye bağırmıyor.
Hatta devamını getirip "Avrupa'nın kralı oldu" da demiyor. Çünkü ikisi de olmamış henüz. Olmamış ama olmaya yakın. Çünkü o sezon 4 sezon üst üste gelen şampiyonluğun ilk yılı. Çünkü o sezon teknik direktör Fatih Terim'in ilk şampiyonluğu. Toplamda 82 puan toplayan ve en yakın rakibi Beşiktaş'a 8 puan fark atan Aslan, tam 90 kez fileleri sarstığı o müthiş sezonda kupayı havaya kaldırırken gelecek için çok umutlu. Öyle ki Terim, verdiği her demeçte "Avrupa" vurgusu yapıyor.
UEFA'dan daha iyisi
Artık hedefin Avrupa olması gerektiğini kulübün de bu normlar çerçevesinde ilerlemesi gerektiğinin altını çiziyor. Ve kısa süre sonra başarıyor da.Terim, geçtiğimiz hafta iki kupa arasında hatta alınan tek Avrupa Kupası'nın 19. yıl kutlamasında da aynı yol haritasını çizdi. "UEFA Kupası'ndan daha iyisini yapmak istiyoruz" dedi. "Galatasaray camiasına inşallah buna benzer ya da daha iyi başarıları da tattırırız" diye de ekledi. Hatta yardımcıları Hasan Şaş, Taffarel ve Ümit Davala da benzer cümleler kurdu. Görünen o ki Florya'da herkesin aklında yeni bir Avrupa zaferi var. Terimli şampiyonlukların şöyle bir özelliği bulunuyor. G.Saray, Terim ile en az iki kez üst üste sevinmeyi alışkanlık edinmiştir.
Avrupa yürüyüşü
4 sene üst üste gelen zaferlerden sonra, 2011-2012, 2012-2013 ve şimdiki örnekte olduğu gibi.
Bundan sonrası için ise söylemlerin ışığında yeni bir Avrupa yürüyüşü gelebilir. Evet bu işler o kadar da kolay değil. Bu savunma, bu orta saha, bu hücum hattı lige yetse de Avrupa'ya yetmez. Oralarda "Atışı ben kullanacağım" "Sana ne oluyor. Asıl ben kullanacağım" amatörlüğü ile işler gitmez. Marcao'nun basit top kaybında Salah veya Cristiano Ronaldo affetmez.
Diagne'nin sürekli birinci viteste dur, kalk yapmasını kimse beklemez.
Demeye çalıştığım biraz da şu. G.Saray aslında o kadar sıkıntıyla boğuşup ipi göğüsledi ki belki de tarihinin en zor şampiyonluklarından biriydi. Dedik ya Terim'in yol haritası hep belliydi, yine belli.
İş, Aslan'ın da buna uymasında.
Yani şampiyonlukta olduğu gibi yeniden birlik olmasında. Bir kez daha tebrikler şampiyon...