İlk yarısı ile ikinci yarısı arasında derin bir uçurum olan, son zamanların en acayip, en tuhaf maçlarından birini izledik.
Olan olmayan, kaleyi bulan bulmayan pozisyonları ile tam bir heyecan fırtınasıydı.
Tekrarlıyorum, bu dediklerim sadece ikinci 45 için geçerli. İlk yarısı birbirini tartan, arada kontraya kalkan iki takımın mücadelesiydi.
Özellikle G.Saray savunmadan atılan uzun toplar ile gol aradı ki bunun dışındaki süreçler pas hatalarının ağırlıkta olduğu sancılı dakikalardı. Fakat ikinci yarı her iki takım da açık oynadı. Sürekli denediler, sürekli hızlı hücumlarla skoru değiştirdiler. G.Saray kazanıyor derken Kasımpaşa dengeledi.
Kasımpaşa kazanıyor derken G.Saray dengeledi.
Bunun öncesinde bir de penaltı kaçtı.
Sonra da skor sarı-kırmızılılara döndü. Eğer G.Saray sezon sonu mutlu sona ulaşırsa herkes muhakkak ki bu maçtan bahsedecektir.
KEREM ÇOK TUTUKTU
G.Saray'ın dünkü mücadelede sorun yaşamasının temel sebeplerinden biri kuşkusuz Davinson ve Abdülkerim gibi isimlerin eksikliğiydi. Berkan elinden geleni yapsa da maalesef daha ötesini beklemek hayalcilik olur. Bunun dışında Kerem Aktürkoğlu'nun tutukluğu da ilk yarıda hücum gücündeki eksikliğin temel sebepleri arasında. Hep söylüyoruz yineleyelim. Mertens müthiş bir profesyonel. Bazen öyle işler yapıyor ki tek başına takımı ayağa kaldırıyor. Yaşına rağmen sahada basmadık yer bırakmıyor, takımını ateşliyor. Ayrıca Okan Buruk'un son bölümdeki değişikliklerinin skora tesir ettiği bir gerçek. Son tahlilde dünkü sonucun G.Saray için şampiyonluk ateşinin fitilini yaktığını söylersek sanırım abartmış olmayız
