Zincirleme futbol tamlaması
Bitmeyen, sonu gelmeyen, gündemden düşmeyen bir yara bu. Sadece isimler değişiyor o kadar. Değişiyor da gelişmiyor. Çocuktuk "Bu hakemlerle lig bitmez" deniliyordu, büyüdük yine aynı laf. Evet hakemlerimiz kötü, peki yöneticilerimiz çok mu iyi? Hataları en aza indirme gayretiyle VAR denilen bir sistem icat edilse de "YOK artık" demeye devam ediyoruz. En fenası da "Daha da şaşırmayız" dedikçe "Daha beteri ile" karşılaşıyoruz. Barış Alper'e yapılan faul, Venezuela Ligi'nde de kırmızı kart, bizim çocukların taştan kaleli mahalle maçında da. Diyelim ki sahada göremedin, ekranda da göremediysen zaten büyük problem var demektir. Göz doktoruna gitsen trafiğe çıkartmaz. Hani o yarışma var ya "100 kişiye sorduk" diye.
100 kişiye soralım bakalım. 100'de 100 "Kırmızı" der hocam. Ne demiş Ferdi Abi... "Bırakalım bu mevzuyu sonu gelmez sözlerin/ Bak doluverdi ağlamam diyen gözlerin." Sonu gelmiyor hakikaten. Gözümüz değil belki ama yüreğimiz doldu. Her seferinde "Yeniden yapılan masalları" ile günü kurtarmaya çalışanlar ortaya çıkıyor. Sonra onlar kendilerini de kurtaramayıp Red Kit misali gün batımında kayboluyor. Dedik ya sadece hakemler mi kötü. Daha maç oynanırken kulüp açıklaması yapan bir yönetim şekli ile karşı karşıyayız. Herkes "Ben haklıyım" diyor. O kadar çok "Ben haklıyım" diyorlar ki artık samimi de gelmiyor. Neresinden bakarsanız bakın tatsız. Neresinden bakarsanız bakın can sıkıcı. Herkes birbirine çarpıp duruyor. Süt Kardeşler'deki gibi... Duvar başıma, başım duvara, selam başıma, başım kapıya. Kapı başıma, başım yapıya. Yani yaşanan zincirleme futbol tamlamasıdır. Ve size bir sır vereyim. Kim gelirse gelsin, bu karmaşa sürüp gidecek. Yani gelişim olmadıkça değişimler sadece cümle içinde kullanılacak o kadar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.