Altay'ı dün akşam Ankara Keçiörengücü karşısında bir kez daha gördüm ki, bu ligde işi çok zor. Dost acı söyler ama doğruyu da söylemek gerekir. Altay'da gerek oyun olarak gerek takım olarak gerekse mücadele olarak rakibi karşısındaki o kötü oyunu gördükten sonra bu takımın bu ligde kalmasını çok zor görüyorum. Yani Altay yönetiminin devre arasında bu takıma takviye yapamayacağını da düşünürsek İzmir ekibinin bu kadroyla bu ligde barınması gerçekten çok zor. Altay taraftarları tribünde takımlarını ne kadar içten destekleseler de takım herhangi bir şekilde bir umut vermeyince çok üzüldüler. Oyunun geneline bakıyorum. Oyunun her yerinde koşan, coşan, gol yollarında biriken bir Keçiörengücü var. Ama Altay'da ne orta sahada ne defansta ne de hücumda bir birlik beraberlik var. Koskoca Altay, dün o kadar aciz kaldı ki inanın tarihin güzel sayfalarına başarı yazan Altay takımına yazık oldu.
Kaleci Ozan, üç gol yedi ama en az 6-7 tane de net pozisyon çıkardı. Düşünün 'Büyük Altay' denilen Altay takımı gol yollarında o kadar yalnız ki sadece bir tane pozisyonda gol bulabildi. O da duran toptan.
KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN
Bu takıma herhangi bir şekilde iyi bir çalışma ve fizik gücü yüklenmezse Altay'dan başarı beklenemez. Kimse kimseyi kandırmasın. Takıma bakıyorum, 41 yaşındaki İbrahim Öztürk takımın yine en iyilerinden. Daha ne söyleyelim. Yarın geç olmasın, güç olsun ama bu Altay takımı oynadığı futbolla bereketli olsun. Yoksa Eskişehirspor gibi, Bursaspor gibi kötü günler Altay'ı da bekliyor.
Bunun şakası yok.