Şimdilik(!)
Fikret Orman'ın, yönetim ekibini değiştirme istemesinin...
Şenol Hoca ile arasında sıkıntılar yaşandığı iddialarının...
Çok yanlış bir zamanlama olduğunun, altını çizelim bi kere... Bu tür dedikodulara çanak tutanların, asparagas haberlerine mi kulak dayamalı? Yoksa; ülkemin en zor günlerinde, dünya futbol arenasında, alınacak bir galibiyetle, adımızı duyurmak mıdır mesele? Nedense şu kalın kafam, bir türlü anlayamadı, yaşatılan bu şerefsizlikleri!
Radarıma takılan tek bir isim dahi olmayan LAKS'ın, çok fazla koştuğunu ve 'Zor, oyunu bozar!' mantığıyla, oyun alanının her yerinde pres yaptığını izleyince, kendi evlerinde daha bir salgırgan olabilecekleri kuşkusunu, yaşıyordum doğrusu...
Yayıncı kuruluşun, gecikmeli bi on dört dakikası ekranlarda görüntülemezken, 'Sabır, sabır!' diye, ısırdım dudaklarımı!
Topun sürekli LAKS'ın yarı alanında gezindiği ve her ne kadar gol pozisyonları yaratılmasa bile, Beşiktaş açısından 'iyi' olacağının kanısına varmışken Victor, yapıştırdı golü! Gardım, düştüüü!
NİYE Q7 YOKTU?
Aklım karıştı ya... Başladım, sayfaları geriye çevirmeye... O Şenol Hoca'm; 'Niye dünya yansa, yorganı yanmaz bir Lens yerine, Quaresma ile başlamaz? Niye, rakiple 'merhabalaşmış' Gökhan Gönül'ü, oturtmak zorunda kalır kulübede?' diye sorular kafama, kontür nizamında düşmeye başladı, peş peşe! Niye, niye? Söyleyeyim; kendini korumak meselesi işte( !) Frieser'den gelen gol de, Şenol Hoca'nın eseri(!) Çünkü; görünen o.... Arkadaş, Hala hücum etmek varken, Larin'i çıkartarak, Gökhan'ı almak, neyin nesi? Kendi egolarını tatmin etmeye çalışan, mahalle maçı oynarmışcasına bir Lens için sormalı ' 'Babanın oğlumu?' Şenol Hoca için, kahpe kader işte! Kovalamaya çalıştığı ve hücumcusu kalmadığından dolayı mecburen sarıldığı o Negredo, şimdilik bulunduğu uçurumun kenarından yırttı... Şimdilik ortalık, oldu süt-liman... Şimdilik(!)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.