Buruk kalpli Burak(!)
M açın başlamasına birkaç saat önce 'bomba' bir karar, düştü haberlere... 'Milli Takım, Şenol Güneş'e emanet!' Futbol Federasyonu'nun, olmadık bir zamanda 'Şenol Güneş' kararına mı şaşayım? Hoca'nın, ne zamandır başkan ile mutsuz ilişkileri malum...
Ancak; böyle de olsa, devre arası geçilmişken, aniden gelişen bu reflekse mi şaşayım?
Fikret Başkan'ın, nasıl da bu zaafiyete izin verdiğine mi? Bilemedim, bilemedim... Lucescu ile takas yapılıp yapılmadığını bile, anında sorguluyor, içimdeki şeytan(!) Hal böyleyken, oyun alanında görev yapacak futbolcuları ne kadar etkileyeceğini, merak ediyordum doğrusu...
Nitekim, Beşiktaşlı'lar topun mülkiyetini ellerinde tutuyorlardı tutmasına da, ikinci bölgeyi geçmekte zorlanıyorlardı her nedense...
Bursaspor'un oynama ve oynatmama iştahı, dahası, Ljajic ile Burak'a koydukları yüzde yüz markaj yüzünden, kanat ortaları üretmekte kısır kaldılar, bir müddet.. Ki, bu zor zamanların aşılma sürecini çabuklaştıran Lens sayesinde, yaptığı mükemmel ortayla, golün ismi oluverdi Burak... Taraftarıyla, arasındaki buzları eritmesi adına, inanın O'nun kadar sevindiğimi söylemeliyim.
HELAL OLSUN SANA BURAK
İkinci bölüm başladığında, kendi çöplüğünde artık Bursa Horozu'nu öttürmeyeceğini çabalarını görüyorduk Beşiktaş'ta... Ljajic'in moderatörlüğünde, aldılar sazı ellerine...
Oyunu, tamamen yıktılar karşı alana... Bir makina intizamıyla, kişisel yaratıcıklarını hayran hayran izlerken Burak, rakibinden söktüğü topu, sürdü sürdü... Rakibine müthiş bir feyk de atarak, topu plaseyle bıraktı alt köşeyeee!
Şimdi... Şenol Hoca'nın, 'Ne zaman kalır, ne zaman gider?' hesaplarını, bıraktım bu akşam bir kenara... Haa! Dün, asla ve asla şu Beşiktaş'ın karşısında oynayan bir futbolcu olmak istemezdim... Bu biir... İkincisi; İlk geldiğinde tepki koyan o bazı Beşiktaş taraftarlarını da alkışlattı ya bu Burak, helal olsun... Ama, maç bittiğinde bile tribünlerin ayakta alkışladığı çocuğun, beden dilinden de anlaşıyor ki o kalbi, hala buruk mu, buruk(!)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.