Son haftalarda, ortalıklarda dolaşan 'serseri mayınlara!' benzedi, Türk hakemleri... Herhangi bir karşılaşmada, her an o pimin çekileceğini, beklemeye başladı artık insanlar... 'Düdük!' kısmı ayrı, olayları 'sağlamak' için kurulan 'VAR' kurumu ile bir sentez oluşturmaları gerekirken, yapılan hatalara bakıyoruz, hala dizboyundan da öte, apayrı! Her bir kararsız pozisyonda, her durakta duran ve kalkmakta zorlanan, eski Sirkeci-Halkalı trenine benziyorlar yani!
Dün gece düdük öttüğünde, dedikoduların tavan yaptığı Galatasaray'ın galibiyeti, arkasından geriye düşen Başakşehir'in üç puanı yakalaması sonucu, Beşiktaş'ın ikincilik şansı, hemen hemen yok gibiydi. Yine de 'Kartallar hızlı başlar!' dedik demesine de, Caulker atıverdi golü ancak, santim-milim hesabı, ofsayt olduğunu gördük...
Çoğu zaman çıkardığı onbire kızdık ama, dün akşam çıkabilecek en doğru kadroyu yazmış tahtaya Şenol Hoca...
Doğru' derken, saç-baş yolduran Lens'in yerine, Quaresma'dan bahsediyoruz yani...
Alanyaspor'un attığı golün ofsayt ile iptalinden sonra, canlanıverdi Beşiktaş...
Ki; Burak'la başlayan, Güven'in sağdan ortasıyla gelişen organize atakta, Ljajic, yapıştırdı kariyerindeki dokuzuncu golünü.... Karşı yarı alana tamamen yaslanıp, Adriano ve Güven'in yarattığı peş peşe tehlikeleri izlerken, aklımızdan dahi geçmiyordu, Caner'in kendi kalesine golü atmasını!
İşte size 'kader!' İkinci perde açıldığında Alanyalı'lar, rakibine nefes aldırmayıp, yüklendikçe yüklendiler Beşiktaş kalesine... Bu 'naçar!', taraftarların tam yüreğinin ağzına geldiği zamanlar geçilirken sihirbaz (Quaresma oluyor), ayağına geçirdiği topu, sürdü sürdü... Ardından bir 'feyk' daha... Sol ayağıyla vuruşu, o top, kalecinin sol tarafından, müthiş bir görsellikle, kuruldu baş köşeye, iyi mi?
Öf, öf, öööf!
Evvvet! Baş tacısın Quaresma... Baş tacısın...