Kederdeyim(!)
Kontrol etmekte nasıl da güçlük çektiğim, güldür güldür çağlayan, bir öfke seli akıyor içimde... Sözüm ona, şu İzlanda maçını yazacağım ancak, havaalanında Millilerimize yapılanları tekrar tekrar izledikçe, köpürdükçe köpürdü, bir türlü terbiye edemediğim yüreğim!
O manyağın, Emre'ye fırça uzatmasını filan geçtim. Belli ki adam, 'şizofren!' ...
Olayın öncesine bakıldığında, kendi fırçayla konuşuyor, yorumlar yapıyor ama, o güvenlikler nerede o aralar? Esas, ülkemdeki bakanlar, keza diplomatlar ayağa kalkıyor fakat, UEFA denilen organizasyonun patronlarından 'cik!' sesi bile çıkarmamaları karşısında, nasıl zıvanadan çıkmayayım?
Hadi biri gelsin, yaşattıkları şu muhteşem tacizleri, soksun şu kalın kafama(!) Almaz, almaaaz(!) Akşam vakitleri... Bir muhabir kardeş, oyuncularımızın olayın şokunu atlattıklarını dile getiriyor, elindeki mikrofondan...
Oyunun başlangıç düdüğü çaldığında, hala o tedirginliklerini nasıl yaşadıklarını, gördük işte! İlk on dakikadaki deneme pasları... Rakibini kendi alanına çekerek, arkaya atılacak toplarla, golü yakalamak planlarına eyvallah! Amma! Hala havaalanında kaldıklarını, Sigurdsson'dan golle anladık, o yirmili dakikada...
Zaten var olan telaşın üstüne, Sigurdsson'dan ikinci golde eklenince, haklı nedenlerden dolayı, çarşafa dolanır oldu çocuklar...
Allah'tan Kaleci Mert, en güçlü halkayı oluşturdu kalesinde ve de birkaç pozisyonu, kursağında bıraktı İzlandalıların! Ne yalan?
Beraberliğe razı olduğum şu karşılaşmada, tüm moralim yerle yeksan olmuşken, Dorukhan'ın golüyle bi kıpırdattım popoyu...
Hakan Çalhanoğlu'nun auta giden frikiğiyle, hopladım hoplamasına da, yetmedi ne çocukların, ne de benim nefesim.
Kaybettik... Sağ olsun kitapsız İzlandılar'ın bizim yepyeni çocuklarımızı tecrübe sahibi yaptıkları için... Sağ olsun UEFA'nın, şu maça olan müthiş duyarlılığı için(!) Ve ben, aşağılık organizasyonlardan dolayı, bu akşam kederdeyim(!)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.