Sevindik ama büyütmeyelim...
Uzun yıllardır izlediğim Şenol Güneş'in, takım kurgularına baktığımda, akşam yattığıyla, sabah kalktığı kadrolar arasında, müthiş duygusallıklar yaşıyor!
Milli Takım'a dahil ettiği oyuncuların, kendi takımlarındaki son performansı ve biraz form düşüklüğü gösterenlere karşın seçiciliğinde, duygusallığı çok fazla gözüküyor. Ozan Tufan, uzatmada attığı golle haklılığını kanıtlarken, keçi boynuzu tadında oyun sergileyen Hakan Çalhanoğlu'nda ki ısrarı, nasıl da şaşırttı hepimizi!
CENK TERCİHİ TARTIŞILIR
Kendi takımında forma yakalayamayan ve de topla fazla buluşamayan Cenk Tosun'da ısrarı, ilginçti mesela... Güven gibi, her an ortalığı allak-bulak edebilecek bir forveti dışarı alması... Daha önceki maçta başarılı olmuş bir Deniz Türüç'e görev vermesi, gel-gitlerinin, ne kadar fazla olduğunu gösteriyordu, Şenol Güneş'in!
Koca bir ilk yarıya baktığımda, koca bir 'hiç' gibi gözüyordu. Savunmadan çıkarken, güvensiz paslaşmalar... Orta alandaki oyuncuların, güvenli pas yapmak adına ritmi düşürmeleri, bayağı sevimsizleştirdi oyunu...
RAKİBİN KALİBRESİ ÖNEMLİ
Bana 'zul' gelen bir oyunu izliyordum ve milyonlar fiyatlarıyla anılan bu formayı taşıyan kardeşlerin, bir amatörcesine hamlelerini, amatör görünümlü bir takıma karşı açık açık izlerken Cenk, topu itiverdi Moldava kalesine... Ardından üçledi tabelayı... Hemen taze Yusuf, dörtledi tabelayı! Her kadar sevineyim, kaç santim havalara hoplayayım, bilemedim(!) Şimdi; Hoca Bey, Cenk tercihi veya ilk karşılaşmada yaptığı Ozan konusunda kendini, nasıl da haklı görecektir, di mi? Ama, amma! Yakalanan bu başarının, kaç kalibre bir takıma karşı yakalandığına bakmalı acaba? Geçeyim efendim traşı, boyayı(!) Futbolun kıyısında köşesinde herkesin ortak yorumlarını dinliyorum. Benim cahil futbol bilgime göre biz, bir amatörü yendik sadece... Sonuca saygı duyalım ama, büyütmeyelim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.