Beşiktaş tarafına, son iki haftaya öncesine ilişkin bir göz gezdirirsek, herkesin öngörüsü, sözüm ona riskli bir tercihti Sergen... Kıvırtmamayım, bence de öyleydi mesele... Müthiş imza törenini canlı canlı izleyince, kafam terse sarmaya başladı, ne yalan... Aldığı galibiyetle, Rizespor deplasmanında rüştünü ispat etmesinden sonra, başta ben olmak üzere, yavaş yavaş değişmeye başladı kafalar... Geçen hafta lider Sivasspor'a karşı müthiş bir skor elde eden Gaziantep FK, 5-3-2 gibi savunma ağırlıklı gözüken oyun tarzıyla başladı oyuna... Başta Kaleci Günay olmak üzere, bir kerte boşluk vermediler Beşiktaş'a... Bu halin oluşmasında, elbette Kartallar'daki zaaflarda ön plandaydı. Mesela Elneny, yine 'avantacı!' konumundaydı.
BOATENG İLAÇ OLDU
Caner, N'Koudu, Atiba ve Gökhan Gönül Burak' öksüz bıraktılar. Boateng'le bambaşka bir Beşiktaş izlemeye başladık ikinci yarı... Rakibi, kendi yarı alanına gömerek didiklemesi sayesinde, penaltıyı yakalayan ve de Burak ile golü yakalayan bir Beşiktaş vardı karşımızda... Boateng'in tarif edilemez iştahı ile gelen ikinci golle, onun kadar sevindik. Ne de olsa, ilk maçı bu kardeşin... Son saniyelerde, bir türlü kanımın ısınamadığı üçüncü golün Lens'ten gelmesine de, onun kadar sevindiğimin altını çizeyim ki, hatırı kalmasın...
Sergen'in Boateng zamanlaması ve ilk formasını golle taçlandırması...
Burun büktüğüm Lens'i sahaya sürerek, Beşiktaş'da omuzuna ilk yıldızını taktırması ile farkını yine gösterdi, dün akşam... Dilerim, ağzımıza sürdükleri bu şahane futbol lezzeti devam eder... Geçen haftadaki gibi tadı damağımda... Ve, yine çok hoşum akşam akşam...