Rüzgarlar, çok sert esmeye başladı yukarılarda... 'Çok sert esmeye başladı!' derken, kocaman görüntülü mahallenin abileri, tokat üstüne tokat yemeye başladılar, ardı ardına... Özellikle, üç büyüklerin, son haftalarda aldığı sonuçlardan bahsediyorum yani... Özel bir anekdot... Takım kadroları açıklanırken, Lens'in cezalı olduğunu söyleyen spiker arkadaşı yakalasam o an, sarılacağım boynuna! Çünkü; en azından Beşiktaş, bu gün on bir kişiyle başlayacaktı maça (!) Keza; alınan Fenerbahçe kaybı dolayısıyla Abdullah Avcı'nın, geleceği gündeme geliyordu, başkan ile beraber olan servis edilen fotoğraflarla! Sonuca göre, Gençler karşılaşması, son maçı gibiydi sanki... İçine sindiremediği, bana göre geleceğin yıldızı o Ljajic, daha ilk dakikalarda attığı golle kalitesinin yanıtını veriyordu ama, maalesef ofsayt bayrağını kaldırıyordu yardımcı hakem... Oyun, dişe diş giderken, Gençlerli Nadir'in anlamsız itirazı sonucu, kırmızıyı görüyor, daha dakika 11'de... Beşiktaş, avantajlı duruma geliyor böylece... Matematiksel olarak ataklar fazlalaşıyor ancak Gençlerli adamların hepsi oluyor geçilmez birer kale...
Kendilerini yaktılar
Hücumu da düşünüyorlar ve de ani bir kontra atakla Ayite ile golü bularak, tüm matematiksel hesapları allak-bullak ediyorlar, eyi mi? Fazla motivasyondan mı olmalı, öne geçmelerine rağmen Yasin'in Ljajic'e yaptığı faul sonrası oyun dışı kalması, böyle bir durumda, çok çok aptallık bana göre... Gençler, iki eksikle, ikinci bölümde, ne kadar dayanacaklardı?
Pek meraktaydım... Kendi yarı alanlarına, skoru korumak adına, gömüldüler mecburen... Bu büzülme sonucu, önce Vida'dan, ardından N'koudou, Oğuzhan ve Atiba'dan gelen gollerle, zevatı kurtardılar dün akşam ! Kendi evinde, bir galibiyet var ortada... Ama, dokuza karşı, on bir kişi (!) Alkışlamalı mı?
Bilemedim, bilemedim...