Altıncı haftaya dayanıldığında, körtopal alınan sonuçlardan dolayı Abdullah Avcı'yı istifaya davet ediyordu tribünler! Hatta; Sergen Yalçın sesleri, çın-çın çınlıyordu, Vodafon Arena'da... Son sekiz haftada alınan yedi galibiyet ve bir beraberlik sonrası Hoca'yı, soyunma odasından önlerine çağırarak, sevgilerini sunuyorlardı bir biçimde... Şu maç, bu bağlamda çok enteresan... Son haftalarda yakaladığı başarıları göz önüne alırsak, Abdullah Hoca, her zaman korkak tavırlar içindeydi, oyun planı olarak... Bazı bireysel oyuncuların fazla fedakarlıkları ve şansın da yanında olmasıyla, düne dayandı en sonunda ama, oyunun başlagıcında gördük ki, o 'Sergen Yalçın!' korkusu ile başladı maça... Nereden bu kanıya vardığımız sorulursa, koca bir yarım saatte kendi yarı alanından çıkamaması ve Ljajiç'in auta çıkan şutun dışında, dişe tırnağa dokunur ne pozisyon vardı ortalarda? Her zamanki gibi, Atiba, Gökhan, Caner, Diaby, Vida ve de biraz da Burak'ın dışında diğer kalanlar, top ayaklarına geldiğinde, ya geriye oynuyorlar, ya da yan pasları yoğunluğuyla, 'Yandan Süleyman, yandan!' mantığındaydılar hep...
Malatyalılar çok rahattı
Gayet rahattı Malatyalılar... Müthiş dirençli ve müthiş görev bilinci içinde savunmada organize oldukları gibi, hücüma da Kanatlardan Fofana-Guilherme ikilisiyle iflahını kesti Beşiktaş'ın! Bu her iki kanat adamı, biraz daha gayret gösterek topu Jahoviç'le buluştursalar, daha bi kabir azabı çekirtireceklerdi Kara Kartallar'a! İkinci yarı çok yüklendiler, yüklenmesine... Elneny'in auta atması dışında, ne vardı pozisyon olarak ortada? Avcı Hoca, geçen haftaki totemini gerçekleştirerek, Lens, Umut ve Güven'i oyuna dahil etti etmesine de, 'Bifouma' denen bir top cambazı, önünde çıkan Güven'i iki rekat namaz kıldırdıktan sonra, biraktı topu Beşiktaş ağlarınaaaa!
Ve, ve Bifouma'ya yapılan penaltıyla, Jahoviç vasıtasıyla, arka koltuk ikilendi böylece...
Sergen Yalçın'ın nefesi anlaşılıyor ki, sürekli Abdullah Avcı'ın ensesinde!