Eli kulağında, maç ha başladı, ha başlayacak... Kapılmışım... 'Uzman görüş!' olarak oturtulan hep başarısız olan o teknik adamın, uzman görüşlerini dinliyorum, salak salak! Öyle sanarsınızki, bir derbi oynanacak! Karşıdan baktığımızda, biri mahallenin fazla fiyakalı ve zengin abisi... Diğeriyse, neredeyse, en garibanı!
'Şöyle olur, böyle olur!' diye tartışıyorlar, ne hikmetse... Beşiktaş'ın teknik direktörü bile, ligin en altında konuşlanmış bir Kayserispor için, nasıl temkinli konuşuyor, anlamak mümkün değil! Rakibin tek Fenerbahçe galibiyeti, içini ürpertmiş, belli... Son haftalarda aldığı yenilmezlik serilerine devam etmek ve de mızrağı çuvala sığdırmak veya kaybetmeye ilişkin alt yapı yapmak, yakışıyor mu Beşiktaş teknik adamına? Kişisel düşüncem, belki de sadece bu korkularından dolayı Abdullah Hoca, en ideal kadrosunu sürdü sahaya... Kendi evinde olmasına rağmen, en tehlikeli atağını on ikinci dakikada, Burak ile geliştirdi ne yazık ki! Mensah'dan gelen şutu Karius, aynı güzellikte kornere atması, çanların çalmasını gösteriyordu ki, başından beri bir Atiba vardı meydanda...
SONUÇ ZATEN BELLİYDİ
Doğduğumdan bu yana, içindeyim futbolun... Ancak; bir bilgisayar intizamında hatasız oynayan... Geriden çıkarılması gereken top kabızlıklarını, kolaya dönüştüren...
Dahası; rakip savunma arasına sızarak, galibiyet golünü atan bir Atiba'yı izlemek, ne büyük şeref, anlatamam... Sonrasında, Caner'in çizgiden çevirdiği ve Gökhan'ın attığı gol, gördüğüme göre şaibeydi bence... Burak'ın üçüncü gölüyle, dağıldı Kayserispor böylece... Doğaldır, skorun açılacağını düşüyordum ikinci yarı başladığında...
Ancak Kayserispor, müthiş bir direnç ve de müthiş bir pres ile koşuştukça, koşuştular... Beşiktaşlı'ları sürekli rahatsız ettiler durmadan... Burak atmış, neyime...
Sonuca odaklı yorum yapmayı, kenara bırakayım...
Eklediğimiz ve matematiksel sonuç gerçekleşti, dün akşam... Ama, izlediğim bu Kayserispor, ligden zor düşer!