Tenis dolu günler
- David Ferrer ATP turnuva finallerinde 7 defadır mutlu sona erişemezken şeytanın bacağını Buenos Aires'te Fabio Fognini yenerek şampiyonlukla kırdı...
- Rafael Nadal Rio de Janeiro oynanan ATP 500 Turnuvası'nda önce Albert Montanes'i 6-1, 6-2 yendi; ardından yarı finalde Pablo Andujar karşısında iki maç sayısını çevirmek için çok terledi ama sonunda ucundan kazanarak finalde Dolgopolov'un rakibi oldu; Final ise beklenenden daha kolay oldu ve Nadal 6/3 - 7/6 kazanarak kariyerindeki 62. ve bu senenin ikinci şampiyonluğuna uzandı. Böylece Vilas'ın da rekorunu egale etmiş oldu. Hem de maçın sonunda, soyunduğunda gördüğümüz bel hizasında takılı büyükçe lacivert proteze rağmen...
- WTA Dubai turnuvasında sürpriz bir şekilde Serena'yı iki sette eleyen Fransız AlizCornet, finalde karşılaştığı abla Williams karşısında (6-3, 6-0) bir varlık gösteremedi. Buna karşılık Wenus Williams ise 2009 yılından beri ilk defa 33 yaşında şampiyonluğa ulaşmasını bildi.
- Önce Mahut'ü , sonra da yarı finalde Gasquet'yi yenen Ernests Gulbis, Marsilya'da oynanan finalde Jo-Wilfried Tsonga'yı (7-6, 6-4) yenerek şampiyon oldu.
- ATP Delray Beach'te ise şampiyonluğa uzanan M.Cilic oldu.
- Ve nihayet Kadınlardan sonra Erkeklerde, Pazartesi günü itibariyle Djokoviç, Federer, Berdych, Tsonga ve daha nicelerinin katılımlarıyla Dubai'de mücadeleye başladılar. Bu maçları izleyebileceğimiz için çok mutluyuz.
- İlhan Marsel Astana'da 2 tur atladıktan sonra çeyrek finalde karşısına çıkan ezeli rakibi Müller (Luksemburg) ile oynadı ve maalesef 7/6 - 6/2 ile yine kaybetti ama sıralamada yükselmeye devam etti.
- Pemra Özgen ise İngiltere'de oynadığı turnuva da çiftlerde çeyrekte, teklerde ise ikinci turda veda etti.
- Rusya da turnuvaya katılan kızlarımız Melis Sezer, Başak Eraydın ve İpek Soylu'dan ise bu sefer pek sevindirici haberler gelmedi.
- Tenis denince artık akla hep para gelmeye başladı: turnuva yapmak için para; turnuvaya katılmak için para; şampiyonalara katılmak için otellere para; gerekli ve faydalı olduğuna inandığımız lisans için para; tenisi koklamak için bile para... Hep para, hep para... Hem az buz paralar değil. Biraz da gündem değiştirilse diyorum...
İzmirli çalışıyor
İzmirli olup ta Bursa'dan delege gösterilmiş, çalışkan, tenis aşığı TTF Yönetim Kurulu Üyesi sevgili Yüksel Pınar. Gece-gündüz demeden daima çalışmaların içinde olan, yönlendirmekte ve de TTF ile hızlı bir iletişim sağlamakta, marka şehir İzmir'in şimdilik tek ATP turnuvası İZMİR CUP'ın da sorumlusu olan Yüksel Pınar. İzmir'de tribünlerin tıklım tıklım dolması, her zamankinden daha başarılı olması ve tenisin yayılması için çalışıyor. İzmir ve tenis severler adına sonsuz teşekkürler sevgili Yüksel Pınar: Başaracaksın...
Kulüplerimizi yaşatalım
Medeni memleketlerde tenis hep düşlendiği gibi çok cüz'i bir katkı ile belediyelerin şehrin muhtelif yerlerinde açtığı, yönettiği ve kontrol ettiği yerlerde, güvenli ve bakımlı kortlarda belli yönetmeliklere göre oynanabilmektedir. Ancak bu uygulamadan tenisi az - çok bilenler istifade eder. Buna karşılık performans veya müsabaka tenisi ise, bu iş için gönüllülerin kurduğu ve üyelerinin yaşattığı tenis kulüplerinde başlar ve yalnız oralarda gelişir. Bizde mevcut kulüpçülük her gün zayıflamakta, zayıflatılmakta, şirketleşmeye yönlendirilerek, gelişmenin özü olan gönüllülüğü ve amatörlüğü göz ardı edilerek konu rant ve çıkar anlayışına dönüştürmektedir. Kulüplerimizi yaşatmak için çaba harcanacağına yalnız bırakılarak yazık edilmektedir. Bu durumda, hayalini kurduğumuz olimpiyatlarda göndere bayrağımızı çektirecek gençlerimiz nasıl yetişecek?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.