Buz buz bir zafer değildi, Pınar Karşıyaka'nın Venedik elçisi Umarra Reyer'i basketbol dersi vererek yenmesi. İtalyan takımı bir Birleşmiş Milletler takımıydı. Dört Amerikalıyla 9 oyuncusu yabancı sadece 3'ü İtalyan. Sahaya iki kişi eksik kadro ile çıkabilen yeşil-kırmızılıların bu takımı mağlup etmesi için süper randıman vermesi gerekiyordu. Karşılaşmanın kahramanı Brown, kendisinden 30 santim uzun rakiplerinin önünden dalarak turnikeler buldu ve harika üçlükler attı.
Efes yenilgisi KSK'yi bilemiş
Summers karşılaşmanın en kritik zamanlardaki isabetli üçlüklerinin yanı sıra ribauntlarıyla da büyük takdir topladı. Ponitka ilk periyodu sürekleyen adamdı. Dalışları ve iyi savunmasıyla rakibi bezdirdi. Muhammet Baygül'e de, oynadığı sürece son derece yararlı olan Egem Güven'e de ayrı birer tebrik parantezi açalım. Belli ki farklı Efes yenilgisi Karşıyakalıları bilemiş. Avrupa Arenası'nda böyle bir rakibe fark atmak olağanüstü başarı. Coach Nenad Markovic takımı mükemmel yönetti. Kaf-Kafların en güzel tarafı da son derece iyi savunma yapması ve kazanma istekleriydi.
Artık safları sıklaştırmalıyız
Bu önemli zafer yeniden Pınar Karşıyaka'yı zirve potasına soktu. Venezia'nın üzerine çıkmasını sağladı. Ama başarıları iki kulvarda da götürmek istiyorsak Brown'ı yedekleyecek bir yabancı play maker ve de ribauntlarda etkin olacak bir beş numarayı mutlak transfer etmeliyiz. Tabii bütçe elveriyorsa. Pınar Karşıyaka, İtalyanlara karşı kazandığı zaferle salondan soğumaya başlayan taraftarlarına çağrı yaptı. Bundan sonraki maçlar da safları sıklaştıralım. Salonu dolduralım. Bu çocukların hakkı bu.