A Milli Takımımız, son maçlarda aldığı sonuçların ardından kendi elindeki liderlik koltuğunu kaptırarak eleme oynamak zorunda kaldı. Kura çekiminde heyecanla bekledik ve bize Macaristan geldi. Emin olun ben bu kuraya üzüldüm. Çünkü, biz Balkan ekiplerine karşı üstün olduğumuz halde sahaya çıkınca işler bir anda değişiyor. Bir Fransa'ya ya da Almanya'ya karşı oynadığımız gibi oynayamıyoruz. Montella kadroyu açıkladığında hayal kırıklığına uğradım. Olması gereken isimler kadroda yoktu. Olacağına ihtimal vermediğim kişiler ise yine kadrodaydı. Nasıl bir 11'le çıkacağını düşünürken, yine beni şaşırtmadı ve forvetsiz sahaya çıktı. Hatta sadece forvetsiz çıkmakla kalmadı. Samet'i kadroya aldığı yetmiyormuş gibi üstüne bir de 11'e monte etti. Kendi takımlarda harikalar yaratan Emirhan ve Yusuf gibi genç isimler varken, bu kadar canımızı yakan birini görmek bazı şeyleri sorgulamama neden oldu. Bu düşüncelerle maçı izlemeye başladım. Aslında müsabakaya iyi başladık. Hücumda üst üste pozisyonlar bulduk. Fakat defansta da bir o kadar döküldük. Nitekim Orkun'un golüyle öne geçtik. Fakat beraberlik golünü de hep birlikte rakibe hediye ettik.
ŞİMDİ AKILLI OLMALIYIZ
İlk yarıda Samet ve Kerem tel tel döküldüler. Üstüne sahada forvetimiz olmadığı için yaptığımız tüm ortalar boşa gitti. İkinci yarının başında Montella'nın oyuna müdahale etmesini bekledim. Beklediğim hamleler gelince milliler sahadaki üstünlüğü tamamen eline aldı. Önce Oğuz'un harika asistende Kerem millileri öne geçiren isim oldu. Ardından Kerem bu kez asist yaptı ve oyuna yeni giren İrfan Can farkı ikiye çıkardı. Kerem ilk yarıda kötü oynasa da fark yaratan isim olmayı bildi. Milliler, kaliteli ayakların harika performansıyla rövanş öncesi tur kapısını ardına kadar araladı. Ki şunu belirtmekte fayda var. Ay-yıldızlılarda birçok önemli isim bu maçta forma giyemedi. Şimdi rövanşta iki farklık üstünlüğümüzü akıllı bir şekilde kullanıp bir üst lige yükselmekte. Haydi 'Bizim Çocuklar'.
