Hırvat Milli Takımı Teknik Direktörü Zlatko Dalic maç öncesi futbolumuzun gerçeklerini suratımıza çarpmıştı: "Siz 80 milyonluk bir ülkesiniz. Bizim için oyuncu çıkarmak daha zor. Bursa, 3 milyonluk bir şehir. Biz ise 3.5 milyonluk bir ülkeyiz. Biz Dünya Kupası'nda 3. olduk. Şimdi bunun nasıl olduğunu kendinize sorun." Ben de özellikle doksanlı yılların başından bu yana hem kulüp hem de milli takım bazında milyon liraları kazanan, Kuntz dahil gelmiş geçmiş tüm teknik adamlarımıza soruyorum; Cepleriniz para doldu ama koskoca ülkemiz, hala neden bir Brezilya, bir Portekiz gibi futbolcu fabrikasına dönemedi? Türk futbolu diye bir model olamadı gitti.
Hala Ajax modeli uygulayacağız masalları anlatılmakta. Profesyonel takımların çoğu kendi altyapısında futbolcu yetiştireceğine hala diğer takımların yetenekli çocuklarını transfer etmek için paralar, dökmeye çalışıyorlar. Ülke tamamen menajerlerin çiftliğine döndü. Son otuz yıldır Türk futbolundan çuval çuval paralar kazanıp ülke milli takımına katkı sağlayamayanlar bakın Hırvat ne diyor sizin için?
YAPMA KUNTZ
Valla elin yabancısı parayı alır, milli takımın acınası hali için de suçu başkasına atar. İşte Kuntz'un yaptığı da bu. Basın toplantısında:
"Türkiye'de mevcut akademiler kötü ve futbol eğitim sistemi yok." dedi. Şimdi atalarımızın bir lafı var; elmalarla armutları karıştırma, diye. Hırvatistan karşısındaki kötü oyun ve mağlubiyete kılıf bu olmamalıydı. Kuntz'un kulüplerimizin akademilerine gidip inceleme yaptığını, çalışmaları izlediğini sanmıyorum. Çoğu kulüplerimizde akademiler ve teknik adamları gayet özverili ve iyi çalışıyor. Yakın zamanda Beşiktaş'ın şampiyon olan kadrosundaki 5 genç önce futbol okulları sonra da akademilerde gelişerek A takımdaydılar.
Ama en büyük pay onlara güvenip cesaret veren Sergen Yalçın'daydı.
O gençlerin hepsi şu an Avrupa'da oynuyor. Kuntz'a tavsiyem Tüm Türkiye'yi dolaşıp küçümsediği altyapı hocalarının çalışmalarını izlemesi, gördüğü yetenekleri de milli takıma kazandırmasıdır. Bunu ilk yıllarında Fatih Terim yapmıştı.
Kazandığı başarılar da ortada.
BARDAKÇI SORUNSALI
ABDÜLKERİM Bardakçı, uzun bir süre milli takıma alınmamalı. Bu benim fikrim. Bunu medyadan takip edebildiğim haberler üzerine söylüyorum. Kuntz, Ermenistan maçı öncesi Abdülkerim'in üç gün antrenmana baş ağrısı yüzünden katılamadığını, hastaneden gelen rapor üzerine kadrodan çıkardıklarını söylüyor.
Ve ekliyor: bir gün sonra gidip Galatasaray'ın Karabağ ile oynadığı özel maçta forma giymesini anlayamadığını açıkça belirtiyor. Şimdi ya milli takım doktorları bu işten anlamıyor, Abdülkerim'in bir şeyi yok ya da futbolcu ve Galatasaray Kulübü hayati riske atıp oynamasına izin veriyor! Bir de Bardakçı'nın açıklaması var; "Beni niye milli kadrodan çıkardılar anlayamadım" diyor. Buyurun çözün!
MAKINA YETMEZ
G.SARAY sadece Torrent ve yardımcıları ile Feghouli'ye toplam 10,5 milyon Euro ödeyecekmiş. Ben döviz cinsinden belirttim, Türk lirasına çevirmeye inanın korktum. Para sayma makinası saymaya yetmez! Şimdi geriye dönüp bakalım bu üçlünün Galatasaray ve Türk futboluna kazandırdıkları nedir? Bu parayı hak etmişler midir? Gerçi onları suçlayamayız parayı yöneticilerin başına silah dayayıp sözleşmeşyi imzalattırmadılar ya!