Milli maç arası bitti, ligimize dönüyoruz... Şimdi sezonun ilk önemli maçını pazar günü izleyeceğiz. Bir tarafta güç kaybetmiş ama ülkemizin yetiştirdiği en önemli teknik adamlardan Şenol Güneş'in başına geçtiği Trabzonspor, diğer tarafta yıllar sonra lige üçte üç galibiyetle giriş yapan Beşiktaş. Şenol hocanın tecrübe ve kalitesini kimse tartışamaz. Tabii ki sihirli değnek yok elinde. Ama ikinci Abdullah Avcı dönemini kötü geçiren bordo-mavililer moral peşinde. Ben Şenol hocanın maç stratejisini öncelikle yenilmemek olarak belirleyeceği inancındayım. Beşiktaş lige tabiri caizse fırtına gibi girdi. Özellikle Rafa'nın performansının bu kadar yüksek olacağını kimse beklemiyordu. İtalyan oyuncu Immobile de gollerini sıralıyor. Hollandalı hoca Van Bronckhorst, sürekli gol arayışında oynatıyor oyuncularını. Beşiktaşlı taraftarlar da çok memnun. Ama daha ligin başındayız. Yine de Trabzon'daki maç her iki takımın da gücü hakkında çok detay verecektir bize. Umarım güzel maç olur...
İZMİR'E VERİLSİN
İzlanda milli maçında tribünler harikaydı. Gürsel Aksel Stadı'ndaki ambiyans oyuncularımızı da ateşledi. İzlandalı oyuncuları da etkilediği bir gerçek. Sanırım uzun aradan sonra İzmir'e milli maç verildi. Atatürk Stadı varken çok maç izlemiştim. Öyle ya da böyle başta İzmir'de yaşayanlarla Ege'nin her şehrinden futbolseverler milli heyecanı yaşamak için stadı doldurdu. Gürsel Aksel Stadı modern, çağımızın gerekliliğine uygun ihtiyaçları karşılayan bir tesis. Federasyonun İzmir'e daha çok milli maç verilmesi için çaba göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Millilerimizi inanılmaz şekilde destekleyen tribündekiler de bunu hak ediyor.
KENDİNDEN EMİN
Fenerbahçe'nin en büyük kozu Mourinho. 5 farklı ülkede çok başarılar kazanan, kupalar elde eden takımlar kurguladı. Portekizli hoca hafta arası bir kanala uzun röportaj verdi. Söylediği cümleleri iyi dinledim; Fenerbahçe taraftarının gözünü boyayacak cümleler sarf etmedi. Türk futboluyla da ilgili gerçekçi tespitlerini açıkladı. Hocanın konuşmalarından gördüğüm çok detaycı olduğu. Kaliteye önem verdiği. Başta hakemler olmak üzere dışarıdan absürt müdahaleler olmadığı, kalitenin oyun üzerinden olduğu bir lig istiyor. Dikkat edin, berabere kaldığı maçta hakemi konuşmamıştı. Ama 5-0 kazandıkları deplasmandaki Ç. Rizespor maçındaki hakemi eleştirmişti. Bunu kolay kolay kimse yapmaz. Bir de Mourinho en üst seviyeden Türkiye'ye geldi. Sezon başında TFF'nin kulüplere gönderdiği hakemlerin söylediği "sadece kaptanlar konuşabilir", yedek kulübesinin önündeki alanda sadece 1 teknik adamın olması gerektiği kuralının böyle olduğu bildirimlerine de "doğru değil" karşılığını veriyor. İlginç değil mi? Türk futbolunun Portekizli hocanın deneyimine ve kalitesine ihtiyacı var, yetkililer onu iyi dinlemeli!
