Ülkemizin Avrupa'da en başarılı takımıydı Galatasaray... Tabi bu bahsettiğimin üzerinden yirmi yıl geçti. Avrupa Kupası'nı aldığından bu yana Edirne'den ötesi yalan oldu. Her sezon öncesi yapılan astronomik transferlerle bir umutla yola çıkıyoruz ama güçlüsü, zayıfı fark etmez, ecnebi takımları futbol dersi verip kupa dışına atıyorlar takımlarımızı. Son olarak, Galatasaray'ı eleyen Hollanda takımı AZ Alkmaar bildiğiniz altyapı takımı. Çoğunluğu 2002 ve 2004 doğumlu gençlerle anlı şanlı Galatasaray'ımızı kendi ligimize gönderdiler! Alkmaar'ın oyuncularını sayın desek çoğu kimse bir isim söyleyemez. Galatasaray'ın kadrosunu yabancı bir futbolsevere sorsak, başta Osimhen olmak üzere çoğunu sayabilir. Hollanda ekibinin ederi, Osimhen'e verilen para kadar değildir. Yıllardır yırtınıyoruz, şu milyonlarca dövizi altyapıya harcayın, kendi yeteneklerinizi keşfedip geliştirin diye. Duyan var mı? Bırakın kulüplerimizi TFF'nin dahi öyle yapılanması yok. Anlık başarılarının dışında Türk futbolundan bir şey beklemek hayalcilikten öte değil, yazık...
TERS KÖŞE
Fenerbahçeli Youssef En-Nesyri, İspanyol ekibi Sevilla'da yaşadığı kariyer sezonunda ulaştığı gol sayısını şimdiden egale etmiş... Faslı oyuncu, ne kadar ünlü eski futbolcu emeklisi varsa, onun yanında gazeteci de varsa yorumcu olarak TV'lere çıkan, sosyal medyadan kendisine saydıranları ters köşe yaptı! Kusura bakmasınlar ama Fenerbahçe'de top koşturmuş eski futbolcular bile bu oyuncu için neredeyse Mourinho'yu çarmıha geriyorlardı. Hatta kariyerini sorgulamaya başlamışlardı. Her zaman derim, 'Avrupalıların futbol anlayışı ve bilgisi bizlerden daha iyidir' diye. Bakın Mourinho'nun 'alın' dediği Faslı golcü, bu sezon Fenerbahçe formasıyla çıktığı 36 resmi maçta 24'üncü golüne ulaştı. Derbide bakalım Galatasaray filelerini havalandırıp "gerçek Fenerbahçeli" olabilecek mi?
Youssef En-Nesyri
Slavko Vincic
YABANCI DÜDÜK
Daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Yıllarca İstanbul bölge hakemi olarak maçlarda düdük çalmıştım. Bu yüzden hakem camiasını bilirim. Yani bu yabancı hakem konusunda, Türk hakemlerinin düşürüldüğü duruma inanın üzülüyorum. Bence çoğu kişinin vicdanı da sızlıyordur. Son dört-beş yıldır yapılan hatalarla Türk hakemliğine zarar verildi. Derbiyi yabancı hakem (ünlü de olsa) Slavko Vincic'in yönetecek olması da artık dönüşü olmayan yaralar açtı. MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu, şu gelinen duruma ne düşünüyor acaba? Çünkü biliyorum ki camia şu an ayaklandı, çoğu hakem dernek başkanları istifaya hazırlanıyor ve onun istifasını bekliyor! Ama tek suçlu Gündoğdu mu? Son otuz yıldır kimler MHK başkanı olmuşsa, tabi bunun yanında TFF başkanı olmuşsa hepsinin bu bozulmada parmağı var, kimse kusura bakmasın! Hep sırtlar Cüneyt Çakır'a, Fırat Aydınus'a, diğerlerine bağlanmış, hakem yetiştirilmemiş! Gelen MHK başkanları ne iş yapmışlar anlayamadım? Son olarak da ipler tuhaf bir danışma kuruluyla kulüplerin eline verildi. Ne TFF'nin özerkliği ne de Türk hakemliğinin saygınlığı kaldı!
Ole Gunnar Solskjaer
NORVEÇLİ FARKI
Teknik Direktör Ole Gunnar Solskjaer'in gelişi ile birlikte takımda gözle görülür bir kalite farkı hareketliliği oldu. Açık söyleyeyim; ülkemizi çok tanımayan, geçmiş hocalık kariyeri Manchester United ile sınırlı kalan Norveçli'nin zorlanacağı ve fazla katkı sağlayamayacağı düşüncem vardı. Ama takıma yaptığı dokunuşla futbolculara özgüven gelmiş, doksan dakika boyunca tempolu, mücadeleci ve sonuç odaklı oynayan ekip oluşturmaya başladı. Daha yolun başı ama Trabzonspor'a karşı alınan galibiyet de moral oldu. Ole'den Beşiktaş'ın en zengin olduğu özkaynak düzeni genç yeteneklere de el atmasını bekliyorum.