Kıyametin yazıldığı Ege’deki 7 kilise
Hıristiyanların kutsal kitabı İncil'in ikinci bölümü Yeni Ahit olarak adlandırılır.
Bu ikinci kitabın son bölümü Küçük Asya Havarisi diye tanınan Havari Yuhanna'nın vahiylerini bildirir ve dünyanın sonu, mahşer günü gibi kavramlardan söz edilir. Hz. İsa, Havari Yuhanna'ya görünür ve 7 kiliseye iletilmek üzere "mesajlar" verir. İşte kitapta adı geçen ve mesajlar yollanan 7 kilise, Hıristiyanlığın ilk kiliseleri olarak kabul görür ve hepsi Türkiye'dedir.
Kutsal Kitap'ın ikinci bölümünün son kısmı "Yuhanna'nın Apokalips"i diye tanınır ve bazı durumlarda bu "apokalips" sözcüğü mahşer gününe eşanlamlı olarak kullanılır. M.S. 53-56 tarihlerinde Hristiyanlığı "Tevhid" dini olmaktan çıkarıp "Teslis" dini haline getiren misyoner Pavlus, Efes kentine geldi ve Hıristiyanlığın yayılması için çalışmalar yaptı. Bu çalışmalar sonucu ise Hıristiyanlık dininin ilk yedi kilisesi Roma İmparatorluğu döneminde kuruldu.
Her kilise kurulduğu yerin Roma dönemindeki adıyla anılır. İşte o kiliseler:
SARDES (SALİHLİ):
Kilise, Manisa'nın Salihli ilçesinin İzmir-Ankara yolu üzerinde yer alan Sart Köyü'nde... Sart'ta Lidya ve Arami dillerinde yazılmış bir yazıt bulunmuştu. İ.Ö. 4. yüzyıla ait bu yazıtta, Ovadya 20. ayette yer alan 'Sefarad' ismine rastlandı. İberya ve Kuzey Afrika kökenli olan Sefarad Yahudileri'nin ismi buradan geliyor. Sart, antik Lidya Krallığı'nın başkentiydi.
FİLADELFYA (ALAŞEHİR)
Kilise günümüzde Manisa'nın Alaşehir ilçesinde bulunan Filadelfya'dadır.
Filadelfya İ.Ö. 189 yılında Bergama'nın sınır kalesi olarak kurulmuştur.
Filadelfya adı 'kardeş sevgisi' anlamına gelmekte olup Bergama Kralı II. Eu-menes'in (İ.Ö. 197-159) küçük kardeşi Attalos'a duyduğu sevgiyi ifade etmektedir. Antik Filadelfya Kenti'nin Hıristiyan geçmişinden geriye kalan tek iz, bir Bizans kilisesinin harabeleridir.
TİYATİRA (AKHİSAR )
Kilisenin bulunduğu Tiyatira, Manisa'nın Akhisar ilçesindedir.
7 mektuptan en uzununun, hakkında en az bilgiye sahip olduğumuz bu kiliseye yazılmış olması ilginçtir. Tiyatira antik çağda ürettiği mor kumaşlarla ünlü bir kentti. Kökboyasından elde edilen mor boya Akhisar'da 19. yüzyılın sonlarına dek kullanıldı. Pavlus'un kuzey Yunanistan'daki Filipi'de karşılaştığı Lidya, Tiyatiralı'ydı. Mor kumaş tüccarı olan bu kadına verilen Lidya adının, bir lakap olması muhtemeldir.
Tiyatira Kenti'nin çok küçük bir bölümü günümüze ulaşabilmiştir.
EFES (EPHESOS ) İZMİR-SEL ÇUK :
Dünya Miras Listesi'ne alınan "Efes", Çukuriçi Höyük, Ayasuluk Tepesi (Selçuk Kalesi, St. John Bazilikası, İsa Bey Hamamı, İsa Bey Camii, Artemision), Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi olmak üzere dört bileşenden oluşmaktadır. Antik dönemin en önemli merkezlerinden biri olan Efes, tarih öncesi dönemden başlayarak Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleri boyunca yaklaşık 9000 yıl kesintisiz yerleşim görmüş ve tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir liman kenti ve kültürel, ticari merkez olmuştur. Helenistik ve Roma Dönemi'nin üstün kentleşme, mimarlık ve dini tarihine ışık tutan simgeleri barındıran Efes'te farklı dönemlere ait en üstün mimari ve kent planlama örnekleri bulunmaktadır.
İSA 'NIN ANNESİ
M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen ve Antik dönemin yedi harikasından biri olarak ünlenen Artemision, Hz.
Meryem'in İsa'nın annesi olarak kabul ve ilan edildiği 431 tarihli Ekümenik Konsülün gerçekleştiği Meryem Kilisesi'dir.
İsa'nın havarilerinden biri olan ve Yahya İncili'ni Efes'te yazan St. John'ın mezarı üzerine inşa edilen Bazilika, günümüzde Hristiyanlar tarafından hac mekanı olarak kabul edilen Meryem Ana Evi ve Beylikler döneminde inşa edilen İslam yapıları ile Efes aynı zamanda dini tarih açısından da bugün hala ayakta olan benzersiz bir birikim sunmaktadır.
İZMİR (SMYRNA):
Eski İzmir kenti (Smyrna) körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu. Son yüzyıllar boyunca Meles Irmağı Sipylos (Yamanlar) Dağı'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü Bornova ovası oluştu ve yarım adacık bir tepe haline dönüştü.
M.Ö 7000
İzmir'deki yerleşim alanlarının M.Ö. 7000 yıllarına dek uzandığı ortaya çıkarılmıştır. Bayraklı'daki Smyrna kenti tarihinin M.Ö. 3000 yılından çok daha gerilere uzandığı tahmin edilmekle birlikte, yapılan en son kazılarda henüz M.Ö. 3000 yıllarına kadar gidilebilmiştir. Yerleşik evlerin höyüğün en üst düzeyinde denizden 3 ile 5 metre yukarıdaki kayalar üzerine oturtulduğu belirlenmiştir. Bu ilk yerleşme Eski Tunç Çağı dönemine aittir.
BERGAMA (PERGAMON)
İzmir'in Bergama ilçesinde bulunan Bergama kilisesi....
Bergama Kalesi çevredeki vadiden 300 metre kadar yükseğe uzanan koni biçimindeki bir tepenin (akropolis) üzerine inşa edilmişti.
Kale bölgesinde İ.Ö. 2. ve 3. yüzyılda hüküm süren Attalos krallarının sarayı ile silah deposu bulunuyordu.
Ayrıca II. Eumenes'in (İ.Ö. 197-159) hükümdarlığının başlarında inşa edilen ünlü Bergama Kütüphanesi de burada yer alıyordu. Yaklaşık 200,000 tomar barındıran Bergama Kütüphanesi ile I. Ptolemi tarafından İ.Ö. yaklaşık 295 yılında kurulan ünlü İskenderiye Kütüphanesi arasında büyük bir rekabet vardı. Mısır'ı yöneten Helen kralları papirüs ihracatını yasakladıklarında, Bergamalılar koyun, keçi ve diğer hayvanların derilerini ince tabakalar halinde ayırıp kirece batırarak kendi kağıtlarını icat ettiler.
Böylece antik çağdaki adı Pergamum olan Bergama, 'parşömen' kağıdına adını vermiş oldu. Bergama, Hadrianus tarafından İ.S. yaklaşık 129'da Efes başkent yapılıncaya dek Asya İli'nin başkentliğini yapacaktı.
Bergama'daki tiyatro II. Eumenes'in (İ.Ö. 197- 159) hükümdarlığı sırasında inşa edildi.
LAODİKEİA (DENİZLİ)
odikeia Antik Kenti, Denizli'nin 6 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Helenistik kent, M.Ö. 3. yy'ın ortalarında Seleukos Kralı II.
Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kuruldu. M.Ö.
130/129 yılında ise bölge tamamen Roma'ya bağlandı.
DİNİ MERKEZ
Hıristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine sahip olan kent, Erken Bizans Dönemi'nde metropollük seviyesinde dini bir merkez haline gelmiştir. Laodikeia'da yapılan kazı çalışmaları, Erken Kalkolitik Dönem (Bakır Çağı, M.Ö. 5500'den M.S. 7. yy'a kadar kesintisiz yerleşimlerin varlığını ortaya koymuştur. Laodikeia, önemli arkeolojik kalıntılara sahiptir.
Yaklaşık 5 kilometrekarelik alana yayılan Laodikeia'nın önemli ve günümüze kadar gelebilen yapıları içinde;
Anadolu'nun en büyük stadyumu, 2 tiyatrosu, 4 hamam kompleksi, 5 agorası, 5 nymphaeumu, 2 anıtsal giriş kapısı, Bouleuterionu, tapınakları, Peristylli evleri, Latrina, kiliseleri ve anıtsal caddeleri sayılabilir. Kentin dört tarafını nekropol çevirir.
Laodikeia, Hıristiyanlık dünyası için çok önemlidir.
Çünkü kent M.S. 4. yy.'dan itibaren Kutsal Hac Merkezi olma gibi dinsel bir özelliğe sahip olmuştur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.