• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Peygamberlerin kurtarıcısı dua TOLGA TEKİN

Peygamberlerin kurtarıcısı dua

tolga.tekin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Temmuz 2018, 20:56

Dua bizim Yüce Rabbimiz ile kurduğumuz en güzel bağlardan biridir. O bağ ile birçok sıkıntıdan kurtulur birçok muradımıza ulaşırız.
Bazen bu dualar hemen yerine gelir bazen ise yerine gelmesi ya çok uzun zaman alır ya da hiç bir zaman gerçekleşmez.
Çünkü bizi bizden daha iyi bilen Yüce Yaratıcı, o duamızın gerçekleşmesi halinde sonucun ne olacağını da ezeli ilmiyle bilir.
Ama biz yine de dualarımızı eksik etmeyelim.
Çünkü dua, Allahü Teala tarafından hediye edilen, bizleri huzura erdiren; zorluklar karşısında direncimizi artıran, ümitlerimizi yeşerten ve geleceğe dair ideallerimizi diri tutan çok büyük bir nimettir.
Ne zaman başımız dara düşse kendimiz dua etmekle kalmayıp eşimizden dostumuzdan dua istemez miyiz?
Sosyal medyada bile hastalanan bir yakınının şifa bulması için dua isteyenler bir hayli fazla.
Kim bilir belki birinin içten yaptığı bir dua hasta yatağında şifa bekleyen yakınımızı kurtarabilir.
Çünkü Allah'ın sevdiği ve asla dualarını geri çevirmediği kulları vardır.
Onların kim olduğunu ancak Allah bilir.
Bizlere düşen duayı elden bırakmamak ve dualara sarılmaktır.

MÜMİNİN SİLAHI

Dua imandan kaynaklanan bir silahtır. Allah'a iman etmek öyle bir silahtır ki, alt edemeyeceği hiçbir düşmanı yoktur.
Hz. Yunus'u (a.s.) balığın karnından kurtaran, Hz. Eyyub'u (a.s.) en ıstıraplı hastalığın pençesinden kurtaran silah duadır.
Yerli yerinde, zamanında, ihtiyaç anında, samimi olarak edilen dua silahının hedefini şaşırması mümkün değildir.
Yeter ki dualarda acele edip ümitsizliğe kapılmayalım. Hz.
Ali (r.a)'den gelen rivayete göre Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v). şöyle buyurdu: "Dua, müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur." (Hakim, Müstedrek, I/492)

DUANIZ OLMASA...

Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği bir rahmet ve bereket kapısı olan dua, Allah'a iman ve teslimiyetimizin, kulluk bilincimizin de bir ifadesidir.
Bizleri bir an olsun terk etmeyen, yalnız bırakmayan bir Rabbimiz olduğu bilincinin göstergesidir.
Bizler dua ederken neye muhtaç olduğumuzu, sınırlarımızı, maddi ve manevi imkanlarımızı fark ederiz.
Haddimizin ve takatimizin, yaratılış gayemizin, sorumluluklarımızın farkında olduğumuzu dile getiririz.
"Resulüm! De ki: Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?" (Furkan, 25/77) ayetinde belirtildiği gibi Rabbimizin katında duamızla daima değer buluruz.

İBADETİN ÖZÜ

Bizler dualarımızla Allah'ın emrine ve kararına razı olduğumuzu dile getiririz.
Aslına bakacak olursak yaptığımız bütün ibadetlerimiz, O'nun rızasını kazanmak için yapılan bir yalvarıştır.
Bütün ibadetlere ruh ve anlam katan duadır.
Yoksa sadece beden olarak yapılan ibadetin yanında kul olma bilinci, dua denen nimetle tamamlanır. İşte bu yüzden;
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), "Dua, ibadetin özüdür." buyurmuştur.
Dua, hem bir davettir, hem de davete icabettir.
Rabbimiz "Bana dua edin ki, duanıza icabet edeyim." (Mü'min, 40/60) buyurarak bizleri duaya davet etmektedir.
"Bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm." (Bakara, 2/186.) ayetiyle de duamıza icabet edeceğini müjdelemektedir.
Yeter ki bizler, bu bilinç içerisinde Rabbimize dua edelim.
O'nun rızasını, yardımını, bereketini, affını isteyelim.
Son nefese kadar duayı elden bırakmayalım ki ebedi saadet kapıları bize açılsın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.