Dilini ve namusunu koruyanlara müjde
İnsanı dünyada kendisine halife olarak yaratan Allah (c.c.), her zaman sonsuz rahmet ve merhametiyle muamele ediyor. Hatta bir kutsi hadisi şerifte "Rahmetim gazabımı geçmiştir" şeklinde buyuran alemlerin rabbi Allah (c.c.), bizlerin sonsuz saadeti için birçok vesile yaratmıştır. Bize düşen ise bu vesileleri fırsat bilerek ve sımsıkı sarılarak dünya hayatından sonra cennette de sonsuza dek mutluluk ve saadet içinde yaşamanın yollarını aramak ve gereğini yapmaktır.
İşte bu vesilelerden ikisini bizlere Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) "Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iffet ve namusunu koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm, ona kefil olurum." (Buhari, Rikak 23) hadisiyle müjdeliyor.
SAHİP ÇIKALIM
Bu iki cennet müjdesini veren Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) eğer bir söz veriyorsa ve hatta kefil olacağını bile söylüyorsa mutlaka olacaktır. İnsanı felakete götüren bu iki konuda aslında bizlere cennet müjdesi verilirken bir yandan da önemli bir uyarıda bulunuyor.
Yeter ki bizler, her sözü ve her davranışıyla yolumuzu aydınlatan Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) bu sözlerine uyarak dilimize, iffetimize ve namusumuza sahip çıkalım.
DİLSİZ ŞEYTAN
Eğer bu müjdeye mazhar olmak istiyorsak, dilimizden küfür ve isyan yerine şükür çıkmalı. İyiliği emredip kötülüğe dilimizle engel olmalıyız. -Allah'ın hikmetinden sual olunmaz- ama nasıl ki iki kulağımız, bir ağzımız varsa aynen o şekilde az konuşup çok dinlemeliyiz. Atalarımızın 'söz gümüşse sukut altındır' sözü boş değildir. Ancak haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan gibi de olmamalıyız.
Batıl olan şeylere dilimizle engel olmalıyız.
Kemiği olmayan dili hafife almayalım.
Çünkü eğer dilden küfür, isyan, şirk, iftira ve dedikodu gibi kötü sözler çıkarsa insanı cehenneme götürür. Ama aynı dilimizle bu kötü sözlerden uzak durarak Cenab-ı Hakk'ı tesbih ve takdis eder, iyiliği ve güzelliği emredip Kur'an ayetlerini okursak işte o zaman bu cennet müjdesine mazhar olabiliriz.
EDEPLİ OLMAK
Dilimizi kötü sözlerden koruduğumuz gibi iffet ve namusumuzu korumak da edepli olmanın birinci şartıdır. Zina ve fuhuş yüzünden toplumun ve ailelerin parçalanmaması için söylenen bu mübarek sözün önemini günümüzde çok dahi iyi idrak ediyoruz. Fuhuş bataklığında boğulan milletler yok olmaya mahkum olmuştur. Vatanı ve bayrağı uğruna olduğu gibi iffet ve namusu için de gerektiğine canını veren milletler ise bu dünyada kıyamete kadar olduğu gibi ahirette de ebedi saadete bu hadis-i şerif gereğinde (inşallah) nail olacaktır. Bizlere öyle güzel hayat bahşedilmiştir ki bu hadis- i şerif ışığında harama ve kötü yollara bulaşmadan helal dairesi içinde mutlu bir hayat sürebiliriz. İnsanın helal olanla yaşama mücadelesi de ayrıca bizlere vacip sevabı kazandıracaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.