Kuran-ı Kerim'de bildirilen ve içinde savaşın haram kabul edildiği dört kutsal aydan biri olan Allah'ın ayı Muharrem'e ulaştık. Hicri takvimimizin ilk ayı olan Muharrem Ayı ve bu ayın 10. günü olan Aşure günü tarihte önemli olaylara sahne oldu. Muharrem ayı dinimiz açısından önemli olan pek çok hadisenin de yıldönümüdür. Cenab-ı Hak yeryüzünü ve gökyüzünü bu ayda yaratmış, birçok peygamberine yine bu aydaki Aşure gününde özel ihsanlar sunmuştur.
Ayrıca dinimiz açısından önemli olan pek çok olay yine Muharrem'in 10. gününde gerçekleşmiştir. Aşure günü bu ayın onuncu ve en kıymetli günüdür.
ON PEYGAMBERE ON İKRAM
Allah-ü Teala, birçok duayı bugünde kabul buyurmuştur. Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) torunu Hz.
Hüseyin(r.a.) ve beraberindeki 72 kişi, Muharrem ayının 10. gününde Kerbela'da Yezid'in ordusunca katledilmiştir.
Bu üzücü olayın dışında Allah (c.c.), on peygamberine on değişik ikram ve ihsanda bulunmuştur. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) bugünde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cudi Dağı'nın üzerine bugünde demirlemiştir.
Hz. Yunus (a.s.), balığın karnından kurtulmuştur. Hz. Adem'in (a.s.) tevbesi kabul edilmiştir. Hz. Yusuf, kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan çıkarılmıştır. Hz. İsa (a.s.) bugünde dünyaya gelmiş ve semaya yükseltilmiştir. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi kabul edilmiştir. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail doğmuştur. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri görmeye başlamıştır. Hz. Eyyub (a.s.) hastalığından şifaya kavuşmuştur.
AYLARIN ÖNDERİ
Muharrem'in ayların önderi olduğuna Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) şu hadisi ile işaret etmiştir: "İnsanların önderi Hz. Adem, Arapların Hz. Muhammed, Rumların Süheyp, İranlıların Selman, Habeşilerin Hz. Bilal, dağların Tur-i Sina; ağaçların sidre, ayların Muharrem, günlerin cuma, sözlerin Kur'an, Kur'an-ın Bakara Suresi, Bakara suresinin önderi ise Ayet-ül Kürsi'dir." (İmam Suyuti).
"Şehr'ullahi'l-Muharrem" de denilen, "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coşup aktığı bir aydır. Allah'ın (c.c.) ayı, günü ve yılı olmaz. Ancak; Peygamberimiz bu ifade ile Allah'ın (c.c.) rahmetine ermenin önemli bir fırsat olduğunu vurgulamıştır.
BİR YILIN KEFARETİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), aşure günü oruç tutmaya hem kendisi devam etti hem de bunu Müslümanlara tavsiye etti ve "Aşure günü orucu bir yılın kefaretidir. Sağ olursam gelecek yıl dokuzuncu gününü de inşaallah oruçlu geçireceğim.
Dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutup Yahudilere muhalefet ediniz" buyurdu.
Ramazan orucu farz kılınınca Aşure günü oruç tutup tutmamak Müslümanlara serbest bırakıldı. Efendimiz, "Aşure günü Allah'ın günlerinden bir gündür. O gün orucunu tutmak isteyen tutsun, bırakmak isteyen de bıraksın" buyurdu.
YÜREK SIZLATAN KERBELA
Muharrem ayı, İslam tarihinde meydana gelen bazı üzücü olayları da bize hatırlatmaktadır.
Her Müslüman'ın yüreğini sızlatan en acı hatıra ise Emeviler döneminde, Muharrem ayının onuncu günü, Hz. Hüseyin'in (r.a.) şehadeti ile sona eren Kerbela olayıdır. Hz. Hüseyin, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) çok sevdiği, 'Dünyanın iki çiçeği' ve 'Cennet çocuklarının efendileri' diye övdüğü ve "Allah'ım, ben onları seviyorum, Sen de sev" diye dua ettiği iki torunundan birisidir.
Hz. Hüseyin'in siyasi ihtiraslar uğruna acımasızca şehit edilmesi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ve O'nun Ehl-i Beytini seven bütün müminleri derinden yaralamış ve üzmüştür.
KERBELA DERS OLSUN
Tarihte yaşanmış bu korkunç olayı değiştirmek elbette mümkün değildir. Ancak bize düşen Kerbela olayından gerekli dersi çıkararak fitne ve ayrımcılığın bir millete nelere mal olduğunu görmektir. Fitne ve ayrımcılığa asla prim vermeden, Allah ve Peygamber sevgisi etrafında kenetlenmeliyiz.
Tüm dileğimiz yeni Kerbela'lar yaşanmasın. Nasıl ki, aşure; acısı, tatlısı ve ekşisiyle ortak bir tat oluşturuyorsa bizler de Lazıyla, Çerkeziyle, Kürdüyle, Türküyle ortak bir millet olarak aynı devlette yaşamasını bilelim.