Allah yolunda ölümsüzleşmek
Bizlere hayatı ve hayatın güzelliklerini bağışlayan Allah'a (c.c.) ne kadar şükretsek azdır. Dünya hayatımıza devam ederken imanımız gereği ölümün bir son olmadığına inanıyoruz. Dinimizi, vatanımızı, bayrağımızı savunurken gerektiğinde canımızı bile seve seve vermemiz yine imanımızdandır. Peygamberlikten sonra en büyük mertebe olan şehadet şerbetini içen kahramanlarımızı da bu vesileyle rahmet ve minnetle anıyorum.
Dinimize göre, peygamberlikten sonra insanın erişebileceği en yüksek rütbe şehitliktir.
Kutsal kitabımızda nebiler, sıddîklar, şehitler, salihler, fazilet yönüyle yüce mertebeler olarak yan yana anılmışlardır. Bu konuya değinen bir âyet-i kerimenin meâli şu şekildedir: "Allah'a ve Peygambere itaat edenler, işte bunlar; Allah'n kendine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Bunlar ne güzel arkadaştır" (Nisa, 69).
MİSK KOKULU KAN
Hiçbir dünya menfaati gözetmeden, Allah'ın dinini yüceltmek, müslümanların şan, şeref ve namuslarını korumak, vatanı muhafaza etmek amacıyla ve sadece Allah rızası için savaşan, savaş sırasında ölen müslümanlar gerçek anlamda şehit sıfatını kazanmışlardır. Bunlar Allah'ın sevgili kulları olup cennetle mükâfatlandırılacaklardır.
İnsanlara olan borçları hariç, bütün günahları affedilecektir. Şehitler karşılaştıkları cennet nimetlerinden öyle memnun kalacaklardır ki Yüce Allah'a:. "Ey Rabbimiz! Biz, senin yolunda tekrar şehit olmak için dünyaya döndürülüp öldürülmeyi istiyoruz" diyeceklerdir. Şehitlik mertebesine, ancak mümin olanlar erişebilir. Allah'ın huzuruna, harpte şehit oldukları andaki durumlarıyla gelirler. Yaralarından rengi kan, fakat kokusu misk gibi olan kan akar.
Şehitlik mertebesinin yüceliğini bildiren pek çok ayet-i kerime mevcuttur. Bunların birkaçında mealen şöyle buyurulur: "Allah yolunda öldürülenlere 'Ölüler' demeyin; zira onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz" (Bakara, 154),
HADİSLER NE DİYOR
Bu konuda Peygamber Efendimizin bazı buyrukları da şöyledir: "Dünyadaki nimetlerin hepsi kendisine verilecek olsa da, cennete giren hiçbir kimse, dünyaya tekrar dönmek istemez. Şehit müstesna; çünkü o, gördüğü faziletten dolayı tekrar tekrar dünyaya dönüp 10 kere daha şehit olmak ister". Ashabdan Hârise bin Sürâka'nın annesi Peygamberimize gelerek: "Ey Allah'ın elçisi! Hârise'nin durumundan bana haber verir misiniz? Ona Bedir günü serseri bir ok dokunarak öldürmüştü.
Eğer oğlum cennette ise bu acıya sabrederim. Cennette değilse ona gücüm yettiği kadar ağlamaya çalışırım" demişti. Sevgili Peygamberimiz cevaben şöyle buyurdu: "Ey Hârise'nin annesi! Sana şanlı bir haber vereyim. Cennette birçok yüksek derece vardır. Oğlun muhakkak bunlardan Firdevs-i Âlâ'ya (en yüksek derece) erişti".
GÜNAHLARI BAĞIŞLANIR
Cenabı Hakk'ın şehitlere tanıdığı ayrıcalık şehit düşme anlarından itibaren başlar.
Onlar ölüm acısını neredeyse hiç hissetmezler.
Allah Resulu şehitlerin yaptıkları ibadet ve amellerin dahi farklı değerlendirileceğini buyurur. Nitekim Medine'de kardeş ilan ettiği iki şahıstan biri şehit düşmüş, diğeri ise normal bir şekilde ölmüştü. Sahabe, cenaze namazında Allah'tan onu şehit düşen kardeşinin yanına alması yönünde dua edince, Allah Rasulu, şehit olanın ameli ve ibadetleriyle diğerininkinin arasında fark olduğunu belirterek "6 ayrıcalığı vardır:
Kanının ilk damlasıyla günahları bağışlanır ve cennetteki yeri kendisine gösterilir, kabir azabından korunur, en büyük korkudan emin olur, imanın elbisesi ile süslenir, hurilerle evlendirilir ve akrabalarından yetmiş kişi için şefaat etmesi kabul olunur." (İbn Mace, Cihad, 16) buyurur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.