Kurban Allah’a yaklaşmaktır
ASIL MESELE TESLİMİYET
Hz. İbrahim (a.s.) oğlu İsmâil (a.s.) ile imtihana tabi tutulurken asıl mesele Allah'a yakınlığı hususuydu. Rabbimiz bu imtihan sonucunda iman ve kulluğunu ispatlayan Hz. İbrahim'i ihsan sahibi olarak isimlendirmişti. Yani onu Rabbini görür gibi ibadet eden biri olarak tasvir etmişti. Çünkü Hz. İbrâhim (a.s.) bu imtihanla samimiyetini, hassasiyetini ve ihtimamını ifade etmişti. Rabbine kulluk konusunda pazarlıksız olduğunu kayıtsız-şartsız teslimiyetiyle ispatlamıştı. Yüce Mevlamız Kur'an'da kurbanı bize aktarırken, Resulü'ne (s.a.v.) hitap ederek şöyle buyuruyor: "(Resulüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et (namaz kıl) ve kurban kes." (Kevser suresi 1-2). Bu ayetlerde Allah Teâlâ namaz ve kurbanın ortak noktasını vurguluyor. Kurbanlarımız nasıl ki Rabbimize yakınlaşmayı ifade ediyorsa, namaz da Allah'a yakınlaşmak için yaptığımız bir ibadettir.
KULLUĞU İSPAT ETMEK
O halde Hz. İbrahim'in (a.s.) yolunda giden bizler de dinin ve kurbanın Rabbimize kulluğumuzu ispat etmek ve yakınlaşmamız için bir kolaylık olarak verildiğini unutmayalım. Bütün ibadetlerimiz ve kurbanlarımızla Allah rızasını arayarak O'na yakınlaşmaya gayret etmeliyiz. Dolayısıyla Rabbimize yakınlaşmak için sevdiğimiz şeylerden; vaktimizden, meşgalelerimizden Allah için fedakarlıklarda bulunmalı ve hayat akışımızı O'nun rızası doğrultusunda şekillendirmeliyiz. Teslimiyetimizi ufak adımlarla dahi olsa ispatlamaya çalışırsak, Allah bize dinini kolaylaştırarak karşılık verecek ve kalbimize nurunu ve esenliğini inzal edecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.