Aile; toplumun en küçük, en önemli yapı taşıdır, temelidir ve toplumun gelişim seyri açısından da önemli bir kurumdur.
Aile, içinde bir toplum taşıyan çekirdek gibidir. Çekirdeği sağlıklı, temeli sağlam bir toplumun ilerlemesi kolay olur. İzmir Müftülüğü Karabağlar İlçe Vaizi Dr. Nefise Efe, sosyal medya kullanımında dengeli olmanın ve mahremiyet bilincine çok dikkat etmenin önemine değindi.
Sosyal medya kullanımının günümüzde bazı ailelerin temellerini sarsan sebeplerin başında geldiğini belirten Dr. Nefise Efe, şunları söyledi: Küreselleşen dünyamız ve içinde yaşadığımız teknoloji çağı, hayatımızdaki birçok değişimi de beraberinde getirmiştir.
Bu değişimlerin hayatı kolaylaştırmasının yanı sıra günlük hayatımızın her alanını kaplaması bazı olumsuzluklara sebep olmuştur. İnternet ve sosyal medyanın olumsuz etkilerinden birisi dijital bağımlılıktır. Dijital bağımlılık ailede iletişim kopukluğuna yol açtığı için yalnızlaşma, akraba bağlarının kopması, güven duygusunun zayıflaması, depresyon gibi istenmeyen durumlara yol açtığı bilinmektedir. Aile fertleri, "Sizden aşağıda olanlara bakın; yukarıda olanlara bakmayın. Bu, Allah"ın (size verdiği) nimetleri küçümsememeniz bakımından daha uygun olur." (Müslim, Zühd,9) hadis-i şerifteki uyarıyı dikkate alarak imkanlarla yetinmeli ve ailelerini zora sokmamalıdırlar.
ÇOCUKLAR BİLİNÇLENDİRİLMELİ
İnternet ve sosyal medyanın belki de en büyük zararı aile mahremiyeti alanında olmaktadır.
Sanal alemde bilinçsizce paylaşılan bireysel fotoğraflar veya aile fotoğrafları, kırmızı çizgimiz olarak kabul ettiğimiz ailemizde sınır ihlaline neden olmaktadır. "Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi ateşten koruyunuz" (Tahrim Suresi,66/6) ayeti bu konuda bizi ikaz ediyor. Sosyal medya kullanımı konusunda aileler bilinçlenmeli, çocuklarını bilinçlendirmelidir.
Bu bilinçlendirme, Allah Rasülü'nün ev halkının sorumluğunu verdiği evin beyinin ve hanımının görevleri kapsamındadır. Sonuç olarak ebeveynler olarak çocuklarımızı zararlı sitelerden uzak tutmalı, gereken önlemleri almalı, kontrol etmeliyiz. Çocuklarımızın minik elleri ve temiz yüreklerini teknolojik aletler değil biz tutmalıyız.
Onları sosyal medyanın kurbanı yapmamak için sosyal hayatı beraberce yaşamalı ve unuttuğumuz "ailece" dilini tekrar öğrenmeliyiz.