İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi'nin bir yılı geçmeden olağanüstü genel kurul kararı almasının ardından tartışmalar da başladı.
Bugünde kadar İzmir Gazeteciler Cemiyeti yönetimiyle ilgili birçok eleştiride bulundum. Gazetecilerin gazetesi diyerek yola çıkan ancak daha sonra "CHP'nin" yayın organı haline gelen Dokuz Eylül Gazetesi'nin zarar ettiğini defalarca yazdım.
Yazdıklarım kimisinin hoşuna gitti, kimisinin gitmedi. Ama yaşanan son olaylar ne kadar haklı olduğumu bir kez daha ortaya koydu. Artık "Takke düştü,kel göründü".
Gerçek olan, doğru olarak kabul edilen veya doğruluğu hakkında kanıt bulunan bir olgu ya da ilkedir. Doğru söz her zaman insanların işine gelmez. Dolayısıyla her zaman doğru söyleyen kişiler sevilmez. Fakat onların sevilmemesi gerçekleri değiştirmez. Ak ile kara eninde sonunda ortaya çıkar. Çünkü gerçekler ölümsüzdür.
Kar-zarar tartışması
Cemiyet Başkanı Misket Dikmen'e karşı isyan bayrağı açan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Fahrettin Dokak yazılı bir açıklama yaparak olayı vahametini gözler önüne serdi. Cemiyet gazetesinin zarar ettiğini daha önce belgeleriyle ortaya koymuştum. Dokak'ın, "İGC'de ve ona bağlı iktisadi kuruluşlarda (9 Eylül Gazetesi) gelir-gider dengesinin sağlanmasını istedik. Bu konuyu defalarca gündeme getirerek vurguladık ve gerekli tedbirlerin alınmasını istedik" sözleri, görüşümü destekler nitelikteydi.
"Gazetecilerin gazetesi" olan 9 Eylül sizce:
- Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda mı (Kısmen)
- Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi ışığında mı hizmet veriyor (hayır),
- Evrensel gazetecilik ilkelerini uyguluyor (hayır)
- İzmir'in yerel değerlerine de sahip çıkıyor mu? (hayır)
- Tüm basın dünyasına örnek mi (hayır)
Muhalif kanadın açıklamalarına karşın Misket Dikmen kanadı da hemen yazılı bir açıklama yaparak cevap vermiş. O açıklama da gazetenin kar elde ettiği iddiaları üzerine...
"Külliyet yalan" onu geçelim.
Gazetenin zarar ettiği iddilarını yalanlayan Misket hanım, "Gazete ve cemiyetimizin dik duruşundan rahatsız olan bazı çevreler tarafından maksatlı olarak çıkartılan söylentilere itibar edilmeyeceğini elbette biliyoruz" demiş. Misket Hanım göreve kimlerle geldiğini unuttu sanırım, çünkü o gazetenin zarar ettiğini açıklayanlarla daha düne kadar birlikte görev yaptı kendisi.
Yani Fahrettin Dokak (İGC Genel Sekreteri), Zeynep Gürel (İGC Genel Sekreter Yardımcısı), Abdi Karagözoğlu (İGC Yönetim Kurulu Üyesi), Suavi Yardımoğlu (İGC Yönetim Kurulu Üyesi), Erkut Şahin (İGC Yönetim Kurulu Üyesi) ve Mustafa Yılmaz mı (İGC Yönetim Kurulu Üyesi) gazetenin, cemiyetin dik duruşundan rahatsız olan isimler?
Ha bu arada 16 Nisan 2015 tarihinde Misket hanıma bir soru sormuştum: "İzmir Gazeteciler Cemiyeti Derneği İktisadi İşletmesi'nin yayın organı olan "Gazetecilerin Gazetesi" Dokuz Eylül"den Nezih Bilger neden ayrıldı diye merak ediyorum" demiştim. Bu soruma hala cevap gelmedi, sahi Nezih Bilger ne gibi gerçekleri biliyordu da istifaya zorlandı. Kar-zarar olayıyla ilgili olmasın sakın...
Bir anda olmadı
Muhalif kanat üyelerinin bir bölümüyle kısa bir görüşme yaptım, anladım ki olay bir anda patlamamış. Bakın ne diyor o dostum:
"Bu aslında bir anda kopmuş bir olay değil. Dışarı renk vermesek de bir süredir görüşlerimiz dikkate alınmadığı için rahatsızdık."
Bu arada 6 Nisan kongresi, 28 Nisan'da başlayacak olan mahkemeyle ilgili olabilir mi?
Biliyorsunuz Murat Eştürk, Mehmet Ali Okumuş, Önder Sümer ve Fazlı Oğuzhan 2015 yılının nisan ayında yapılan kongreyi yargıya taşımıştı. Gerçi Misket hanım, o isimleri geçici ihraç ettirerek yaşanabilecek krizin önüne geçtiğini düşünüyordu ama yanıldı.
6 Nisan kongresiyle ilgili kafama takılan soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mahkeme 2015'te yapılan kongreyi geçersiz sayarsa, 6 Nisan'da yapılacak kongre geçerli olacak mı?