Enflasyon yükseldikçe faiz ateşi de yükseliyor
Haziran ayı enflasyon rakamları beklendiği gibi yüksek geldi. Ne yazık ki enflasyon yukarı yönlü hareketine Şubat ayından bu yana aralıksız devam ediyor. Şubat'ta yıllık bazda yüzde 10.13 seviyesindeymiş. Kısa sürede belirgin bir artış göstermiş enflasyon oranı. 2017'de de enflasyon oranı tüm aylarda iki haneli düzeylerini korumuştu.
Bazı makroekonomik göstergelerde eşik değerler oluşur ve o eşikleri aşağı ya da yukarı yönlü aşmak zorlaşır. Galiba enflasyonda da yüzde 10 tam anlamıyla bir direnç değeri oldu. Bir türlü aşağısına gelmiyor.
Talep enflasyonun ölçüsü olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) geçen ay yüzde 2.61 oranında yukarı gelmiş. En fazla artış gıda ve alkolsüz içecekler grubunda olmuş yüzde 5.98 ile. Giyim ve ayakkabı gruplarındaki mevsimsel indirimler sayesinde TÜFE'deki artış sınırlı kalmış.
Bu verilerin sonucunda yıllık TÜFE yüzde 15.39'lara gelmiş.
Maliyet enflasyonunun göstergesi Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ise Haziran ayında yüzde 3.03 oranında artmış. Yıllık bazda ise yüzde 23.71 düzeyine ulaşmış. Yani bir üretici 2017 Haziran ayında 100 liraya gerçekleştirdiği üretimi bu yılın eş ayında 123.71 liraya gerçekleştirmiş.
NEDEN ARTIYOR?
Enflasyondaki yükselişin birkaç nedeni var.
Maliyet enflasyonuna neden olan en temel faktör petrol fiyatlarının yükselmesi...
Temel girdilerden olan petrol fiyatlarındaki artış çok az gecikmeyle üretim maliyetlerine yansıyor. OPEC ülkeleri arzı kısıtlamaya devam yönünde geçen yılın başında aldıkları kararı kararlılıkla koruyorlar. Bu kararın etkisini kısmen sınırlayan Amerika'nın petrol üretimini artırarak arzdaki daralmaya katkı yapmaya çalışması diyebiliriz.
Gıda grubundaki artış da bir süre aradan sonra yeniden devreye girmiş görünüyor. Geçen ay bu gruptaki fiyat artış oranı TÜFE ortalamasını aşarak yüzde 18.89'a kadar gelmiş. Son aylarda kendisini hissettirmeyen ancak önceki aylarda yüksek enflasyonun baş aktörü olan birikimli kur etkisi de kuşkusuz önümüzdeki aylarda kendini hissettirecek. İthalat fiyatlarının artması hem ara mal kullanan sanayilerde maliyet artışına yansıyor hem de nihai tüketim malları kanalıyla talep enflasyonuna neden oluyor.
FAİZ YÜKSELİR KUR GEVŞER
Gelelim piyasalara etkisine...
Ne yazık ki enflasyonun yükselmesinin doğrudan yansıması faizler üzerine oluyor. Enflasyon yükselince faizler de zaman kaybetmeden paralel bir şekilde yukarı geliyor. Nedenini nominal ve reel faiz seviyeleri ayrımında aramalıyız. Enflasyonun nominal faiz oranından arındırılması ile reel faiz oranına ulaşıyoruz. Enflasyon ile faiz oranının aynı seviyede olması reel yani gerçek faiz oranının sıfır seviyesinde gerçekleşmesi anlamına geliyor. Eğer bunu kabulleniyorsa bir tasarruf sahibi parasının kullanım hakkını bankaya bedava vermiş oluyor. Bu yüzden mali kurumlar enflasyonun üzerinde bir faiz oranı ile ancak mevduat toplayabiliyorlar.
Faizlerin yükselmesi hem tüketici ve üreticilerin finansman maliyetini artıracak hem de kamu açığı finansmanını zorlayacak.
Faizlerin yükselmesi, tabii yeterli düzeyde yükselmesi bir süreliğine kur artışının önüne set çekebiliyor. TL getirilerinin yükselmesi yabancı sermayenin iştahını artırdığından döviz girişi sonucu kur biraz gevşiyor.