Fazla naz aşık usandırır
Ah be Meral Hanım...
Durumun bu hallere geleceğini bildiğin halde çıktın bir yola. Attın, tuttun, yapmak yerine yıkmak üzere bir parti politikası geliştirdin ve ağzının payını 24 Haziran'da Türk seçmeni gayet güzel verdi. 24 Haziran seçimleri sonrasında sus, pus oldun. Sonra Afyon'da ortaya çıktın, seni eleştirenleri hazmedemedin ve önce istifa ettin, sonra seçimli genel kurul kararı aldın.
Esas film senaryosu bundan sonra başladı zaten. Kimisi kendine zincire vurdu, kimisi de evinin önünde yatıp kalktı.
Bunların film kokan hareketler olduğunu Türk seçmeni gayet iyi biliyor.
Meral Hanım, her şeyin bir sınırı olduğu gibi, sabrın da bir sınırı vardır.
Sizin kaprislerinize yakınlarınız bir süre katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafınızdakilere de size de sıkıntı verir. Bunu asla unutmayın.
Çıkın ortaya, "Bu siyaset işi bana göre değil, gittiğim her partiyi karıştırdım, bu yetmedi, kendim bir parti kurdum, onda da boyumun ölçüsünü aldım, benden bir şey olmaz. Benim İP'imle kuyuya inilmez" deyin, çekilin köşenize, torun bakın.
NE YAPABİLİRİZ?
Yunanistan'da meydana gelen yangın felaketi bir kez daha insanlığımızı sorgulamaya sebep oldu.
Sızlayan her vicdan, düşünen her akıl, yaralanan her kalp ve yaşaran her göz soruyor; "Ne yapabiliriz?" diye.
Şimdi yeri gelmişken, Yunanistan yangını sonrasında ortaya çıkan manzaralar karşısında vicdana gelen dostlarıma sormak istiyorum.
Hazır vicdanınız olduğunu hatırlamışken, Filistin'de, Suriye başta olmak üzere katledilen Müslümanlara karşı ne yapılabilir; onu da bir düşünün.
SINDIRGI'DA KÖY HAYIRLARI
Balıkesir'in Sındırgı ilçesindeki köy hayırları ilgi görüyor. Geçtiğimiz günlerde Belediye Başkanı Ekrem Yavaş'ın daveti üzerine AK Parti Belediye Meclis Üyesi Adem Demircan ile birlikte Sinan Dede ve Eğridere köylerinde verilen binlerce kişinin katıldığı hayır yemeğine katıldım. Hayırlarda, toplu halde kılınan namazların ardından dua edilip mevlit okundu. Hayırlar, köydeki vatandaşların sağladığı maddi ve manevi katkılarla yapılıyor. Kazanlar dolusu yemek ve pilav ile tatlılar davetlilere ikram ediliyor.
Kökleri, Türk kültürünün bilinen en eski uygulamalarına kadar giden ve dinimizin önceliklerinden olan yardımlaşmanın ön plana çıktığı böyle hayır yemekleri aynı zamanda birlik ve beraberliğin bir göstergesi.
Köy hayrı vesilesiyle biz de Sındırgı'nın yaylalarında o karaçam, murt kokulu ve -rakımı yüksek- berrak havasını soluduk.
Yaylalarında yabani atların özgürce koşturmasına şahitlik ettik.
Eğer sizin de yolunuz bir gün Sındırgı'ya düşerse köy hayır yemeklerine mutlaka katılın, hiç bir şey yapamazsanız o dağları gezip sayıları her geçen gün azalsa da bir Yörük çadırına misafir olun. Ekrem Başkan boşuna "Doğal Şehir Sındırgı" dememiş; bunu bir kez daha anladım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.