Gaziantep'te çoğu çocuk 50 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının tarihi 21 Ağustos 2016...
Türkiye'nin kimselerin beklemediği bir anda Kuzey Suriye'de başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı'nın başlangıç tarihi 24 Ağustos 2016...
O gün bugündür DEAŞ ya da PKK terör örgütlerinin Türkiye içinde gerçekleştirebildiği büyük ölçekli bir terör saldırısı olmadı...
Türkiye, o tarihten beri terörle mücadelesini kaynağında çözme stratejisiyle yürütüyor...
Fırat Kalkanı bu sebeple başlatıldı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü "Tehlike ne olursa olsun biz üzerine gideceğiz, sorunları kaynağında çözeceğiz" açıklaması önemli...
"Şu anda El Bab'ı çevreledik.
Bundan sonra Münbiç'e gideceğiz" sözleri daha da önemli...
Türkiye önce kendisinin, sonra bölgenin güvenliğini sağlayacak adımlar atmaya devam edeceğinin sinyallerini veriyor...
Peki nereye kadar gideceğiz?
Bu sorunun cevabı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Musul Harekatı'nın gündeme geldiği ilk günlerde yaptığı "B ve C planlarımız var" açıklamasının satır aralarında gizli...
Türkiye'nin öncelikli askeri hedefi Münbiç...
ABD-İsrail ortaklığının bölgedeki nihai hedefi olan Kürt koridorunu engellemenin yolu PKK-PYD'den arınmış bir Münbiç'ten geçiyor.
Aynı şekilde El-Bab da bizim için stratejik öneme sahip...
Sonra sıra PKK'nın ikinci bir Kandil haline getirmeye çalıştığı Sincar'a gelecek...
Sincar'daki tehlikeyi bertaraf etmek için yakın dönemde Türkmen kenti Telafer'de meşru müdahale hakkımızı kullanırsak kimse şaşırmasın...
Ve Kandil...
Terörle mücadele ve güvenlik politikalarında konsept değişikliğine giden, sorunu kaynağında çözme anlayışını benimseyen Türkiye, eninde sonunda Kandil'e girecek...
TSK'nın bu konuda hazırlığı dün de vardı, bugün de var...
Kandil'i, Sincar'ı, Münbiç'i kendimiz için tehlike olmaktan çıkaramazsak, 2023 hedeflerine ulaşma şansımız olmayacak...
Ne siyasi, ne de ekonomik istikrarı yakalamamıza izin vermeyecekler...
O nedenle Türkiye'nin B-C planlarından biri Sincar ise diğeri de Kandil'dir...
Bunu çok da uzak olmayan bir gelecekte hep birlikte göreceğiz...
OHAL'de yanlıştan dönmek
FETÖ'cü hainler dışında kimsenin hissetmediği bir OHAL sürecinden geçiyoruz.
Elbette hatalar oluyor...
Belediye dershanelerinin kapatılması örneğinde olduğu gibi...
Neyse ki hükümet yapılan hatayı fark etti ve yüzbinlerce kişiyi rahatlatan bir karar aldı.
Belediye dershaneleri kapatılmayacak.
Bu dershaneler neden önemli?
Bir kere dar gelirli ailelerin çocukları buralarda sınavlara hazırlanıyor...
Çocuğunu özel okula yollayamayan, parayı bastırıp özel ders ve kurs aldıramayan belediyenin kapısını çalıyor...
Sadece İzmir'de 20 bin öğrenci belediye dershanelerine gidiyor...
Bornova Belediyesi'nin BELGEM'inde 6 bin 250...
Karşıyaka Belediyesi'nin KARGEM'inde bin 560...
Gaziemir Belediyesi'nin GAZİ- GEM'inde 2 bin 10...
Karabağlar Belediyesi'nin KARBEM'inde bin 340...
Buca Belediyesi'nin dershanesinde bin 200 öğrenci eğitim görüyor...
Buralarda istihdam edilen öğretmenleri de unutmamak lazım...
Yıllardır çözülemeyen 'atanamayan öğretmenler' sorununa az da olsa merhem oluyor bu dershaneler...
Efendim bazı belediyeler buralarda siyaset yapıyormuş...
Geçiniz...
FETÖ'cü hainler gibi terörist yetiştirmesinler yeter...