Bankacılık sistemi üzerinden ekonominin ve siyasetin yeniden dizayn edildiği 28 Şubat post modern darbesinin üzerinden tam 20 yıl geçti...
Sırtını dönemin kudretli paşalarına dayayarak milletin cebinden 60 milyar doları hortumlayan medya ve sermaye grupları büyük ölçüde tarih oldu... 
Ancak 28 Şubat zihniyeti hala dimdik ayakta...
Ayakta olmasa Hürriyet o manşeti atamazdı...
2017 Türkiye'nde eski Türkiye'nin ezberleriyle seçilmiş hükümete aba altından sopa göstermeye cüret edemezdi...
28 Şubat'ta bu ülkeyi askerler ve medya eliyle soyan para baronları 20 yıl sonra aynı senaryoyu bir kez daha önümüze koymaya çalışıyor...
Ezberleri belli...
Askerler rahatsız...
Mesajı da tıpkı 28 Şubat'ta olduğu gibi müesses nizamın gazetesi Hürriyet aracılığıyla veriyorlar...
Ama unuttukları bir şey var...
Türkiye artık eski Türkiye değil...
Ankara'da artık askerin adını duyunca şapkasını alıp giden Başbakanlar yok...
Ve Cumhurbaşkanlığı makamında da emekli bir general değil, milletin yüzde 52'sinin oyuyla seçilmiş bir lider oturuyor...
28 Şubat Adaleti
28 Şubat sürecinde dönemin kudretli paşalarından...
Vural Beyazıt, ETİBANK'ın...
Teoman Koman, İNTERBANK'ın..
Muhittin Fisunoğlu, SÜMERBANK'ın yönetim kurullarına girdi...
Bu bankaların üçü de battı, hortumlandı...
Patronları hapse atıldı...
Ancak yönetim kurullarındaki paşalara kimse dokunmadı...
Bırakın hapse atılmayı, ifadelerine bile başvurulmadı...
Batan bankalardan Yurtbank ve Egebank'ın yönetim kurullarında emekli paşalar yoktu...
Diğer üç bankadan farklı olarak bu iki bankanın hem patronları hem de yöneticilerinin tamamı yargılandı ve hapse girdi...
İşte 28 Şubat sürecinde bu ülkenin adalet sistemi böyle işliyordu...
Bugün 'Cumhurbaşkanlığı sisteminde yargı bağımsızlığı kalmayacak' diye ortalığı ayağa kaldıranlar var ya...
Onlar 20 yıl önce bu hukuksuzluğu, soygunu sadece seyrettiler...
Çünkü 28 Şubat'ın adalet anlayışı onların da işine geliyordu...
