'Mahalle Bakkalı'nın dönemi bitmez
İzmir'de faaliyet gösteren 300 bine yakın esnaf sanatkarın temsilcisi olarak şunu önemle belirtmek isterim ki, esnaf sanatkarların devri bitmez.
İnsanlık tarihi yazılmaya başladığından beri toplumun içinde yerini alan, içinde yaşadığı toplumun nüvesini oluşturan, sosyal yaşamın bir mozaiği ve vazgeçilmez unsuru olan esnaf sanatkarlar, bazı süreçlerde zorlanabilir, güçlükler yaşayabilirler ama bu kesimin dönemi asla sona ermez.
YASA MÜCADELESİ
Türkiye uzun süredir büyük alışveriş merkezlerinin ve hipermarketlerinin işleyişlerini düzenleyecek bir yasanın eksikliğini hissetmektedir.
İzmir Esnaf Teşkilatı, yaklaşık 15 yıldır, bu yasanın yürürlüğe girmesi için ülke çapında en fazla sesini yükselten kesim olmuştur.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nin Onursal Başkanı, İzmir Milletvekili sayın Mehmet Ali Susam, esnaf yöneticisi olduğu yıllarda bıkmadan verdiği mücadeleyi, bugün ülke çapında daha azimli şekilde sürdürmektedir.
HAKSIZ REKABET
Bu noktada, kamuoyunda iki konuda oluşabilecek yanılgının önüne geçmek gerekmektedir.
Birincisi, esnaf sanatkarlar büyük alışveriş merkezlerinin, hipermarketlerin çalışmasına, yeni şubeler açmasına karşı değildir.
Esnaf sanatkar haksız rekabete karşıdır.
Esnaf sanatkarlar kuralsızca çalışan büyük mağazaların, küçük işletmelere karşı yürüttüğü haksız rekabetin önlenmesini beklemektedirler.
Esnaf teşkilatları, büyük alışveriş merkezlerinin ve hipermarketlerin çalışma koşullarını belirleyecek bir yasanın çıkarılmasını, ülke ekonomisinde kurallara bağlı serbest piyasa koşullarının hakim olmasını arzu etmektedirler.
ESNAFIMIZ HAZIR
Şunu iddia ile söylemekten çekinmiyoruz.
Esnaf sanatkarlarımız, çağdaş ülkelerde olduğu gibi, yasalarla düzenlenmiş bir ekonomik sistem içinde, eşit şartlarda, büyük mağazalarla rekabet etmeye hazırdır.
Küçük bir işletme, ruhsat almak, pazar günü çalışmak, işyeri açmak, tadil ruhsatnamesi çıkarmak için nasıl bazı vecibeleri yerine getiriyorsa; eksikleri varsa ticaretten nasıl men ediliyorsa,
büyük mağazalar da aynı yükümlülükleri taşımalıdır. Alışveriş merkezlerinin bu yükümlülüklerini de ilgili yasa belirleyecektir.
AVRUPA ÖRNEĞİ
Avrupa ve Amerika, Türkiye'den daha önce benzer süreci yaşamış, çıkardığı yasalarla küçük işletmelerini korumuş, en azından büyük kuruluşlara küçük işletmelerinin eşit koşullar altında rekabet edecekleri ortamları hazırlamıştır.
Çünkü çağdaş ülkeler küçük işletmelerin ekonomik ve sosyal yapıdaki önemini kavramış ve kendi esnaf sanatkarlarından vazgeçememişlerdir.
Her kesimin sorunu
Bir diğer yanılgı da, hipermarketleri sadece bakkalın, esnafın sorunu olarak görmek olacaktır.
Kuralsızca çalışan büyük mağazalar, sadece küçük işletmenin değil, çiftçinin, sanayicinin, tüccarın, aracının, üreticinin, tüketicinin, kısaca toplumun tüm katmanlarının geleceklerini tehdit etmektedirler.
Kuralsızca çalışan hipermarketler, yerli üreticiden değerinin çok altında mal almakta, ödemelerini uzun vadelere yaymakta ayrıca raf kirası adı adında ücretler talep etmektedir.
Bunun yanında, çoğu yabancı sermayeli, çok uluslu mağazalar, Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladığı için, rahatlıkla dünyanın dört bir yanından en ucuz ürünü ithal ederek market raflarına dizebilmektedirler.
Alım gücü düşük tüketiciler, kalitesini ikinci plana atarak, kendilerine alternatifsiz sunulan bu ürünleri tercih etme noktasındadırlar.
Türkiye'den sıcak para akışını yurt dışına çıkaran bu sistem, yerli üreticiyi de hızla tüketmektedir.
Ayrıca büyük mağazaların, sanatkarları da olumsuz etkiledikleri gözden kaçmamalıdır. Son dönemde, özellikle yapı malzemesi ve elektronik ürünleri satan büyük mağazalar, montaj, nakliye ve tamirat konularında müşterilerinden kendi hizmetlerini tercih etmelerini istemektedirler. Bu durum, sanatını kullanarak geçimini sağlayan küçük işletmeleri felce uğratmaktadır.
SIRA TBMM'DE
Görüldüğü üzere, alışveriş merkezlerinin ve hipermarketlerinin kuralsızca çalışması sadece esnaf sanatkarın sorunu değildir.
Son dönemde esnaf teşkilatlarının dışında diğer meslek örgütlerinin de bu konuda seslerini yükseltmeleri, toplumda bu gerçeğin kavrandığını göstermektedir.
Şimdi sıra, ülke yöneticilerindedir. Esnaf kuruluşlarının ve diğer meslek örgütlerinin görüşleri ışığında, bir üyesi olmak istediğimiz AB ülkelerinin yasaları göz önüne alınarak, büyük mağazaların çalışma koşullarını düzenleyen kanun vakit geçirilmeden çıkarılmalıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.