Vergi Denetim Kurulu Başkanı Adnan Ertürk'ün hafta başında yaptığı açıklamalarda, 4 bin 800 dolayında denetim elemanıyla, vergi denetiminin tek elden yürütüleceği, bunun için de güçlü bir yapının oluşturulduğu ifade edilmiştir. Vergi Denetim Kurulu'nun, Maliye Bakanlığı'nda görev yapan Teftiş ve Hesap Uzmanları Kurulu ile Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesindeki Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı'nı ve vergi denetmenlerini tek çatı altında toplayacağı açıklanmıştır. Adnan Ertürk, kurulacak grup başkanlıkları arasında, 'Vergi Kaçakçılığıyla Mücadele Başkanlığı'nın da bulunduğunu dile getirmiştir.
OLUMLU KARŞILADIK
Yaşanan gelişmeler, hükümetin ve ekonomi kurmaylarının vergi denetimine verdikleri önemin göstergesi olmuştur. Yeni oluşum, vergi denetiminin daha etkin ve verimli şekilde yapılmasını sağlayacak, kamunun ve mükellefin hakkını korumak için kayıtdışı ile yapılan mücadelede önemli aşamaların kaydedilmesine de vesile olacaktır. Yeni oluşumu İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği olarak olumlu karşılıyor, objektif, mükellef odaklı, hukuka saygılı ve hakkaniyete uygun hareket eden modern bir yapı olarak hizmet vereceğine gönülden inanıyoruz.
Vergi, her bireyin devletine karşı olan vatandaşlık borcudur. Toplumsal refahın artırılmasına destek sağlanması için yeterli kamu gelirinin toplanması bir zorunluluktur. Bu bilince sahip olan oda başkanlarımız ve vergi mükellefi olan üyelerimiz, her zaman devletin, vergi idaresinin yanında olmaya özen göstermekte, vergi idaresine verilen desteklerin ülkenin menfaati, halkın mutluluğu ve refahı için gerekli olduğuna inanmaktadırlar. Vergi ödeme konusunda esnaf sanatkarlarımız çok titizdir. Esnaf kesimi borcuna sadıktır ama burada önemli olan, vergi vermeyen kesimlerin mükellef tabanına dahil edilmesi, kayıtdışının önlenmesi olacaktır.
KAYITDIŞI SORUNU
Bugün Türkiye'de çalışan ve üreten kesimlerin ödediği vergiler, maalesef kamu hizmetlerinin finansmanını karşılayamamaktadır. Kayıtdışı önlemediği için devlet bu sefer dolaylı vergiler gibi adaletsiz metotlara daha fazla itibar etmekte, bu da halkın üzerine aşırı yük getirmektedir. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri üzerindeki payı AB ve OECD ülkelerinde ortalama yüzde 30 civarında iken, Türkiye'de bu oran son yıllarda yüzde 70'lere kadar yükselmiştir. İzmir Birliği, daha önceki söylemlerinde, dolaylı vergi gibi adaletsizlik yaratan, kolaycılığa kaçan bir yöntem yerine, ekonomideki kayıtdışılığın asgari seviyeye çekilmesi ve mükellef tabanının genişletilmesi için yeni politikalar üretilmesinin daha doğru bir yaklaşım olacağını vurgulamıştır.
Bu noktada Vergi Denetim Kurulu bünyesinde oluşturulacak 'Vergi Kaçakçılığıyla Mücadele Başkanlığı' ile Gelir İdaresi Başkanlığı'nın kayıtdışı ile mücadelede strateji eylem planını hazırlaması, İESOB'nin savunduğu düşüncelerin haklılığını, kayıtdışı ile mücadelenin artık devlet politikası haline getirileceğini göstermektedir. Artık Türkiye'de kangrene dönüşen kayıtdışının önlenmesi için sanayicisiyle, tüccarıyla, esnaf sanatkarıyla, tüketicisiyle, köylüsüyle ekonominin her katmanı elinden geleni yapmalı, devletine destek olmalıdır. Bu konuda ülke yöneticileri de toplumun tüm kesimleriyle konsensüs sağlamalıdır. Vergi denetimi alanında yapılan çalışmalar böyle bir konsensüsün sağlanması için önemli bir ilk adımı oluşturmalıdır. Bunun yanında vergi sisteminden doğan diğer sıkıntılar da gözden kaçırılmamalı, ekonominin vergi denetimine yoğunlaştığı bir dönemde bu sıkıntıların çözüm yolları da gündeme getirilmelidir.
ESNAF UNUTULMASIN
Türk Vergi Sistemi'nin tek sorunu kayıtdışı ile mücadele değildir. Türkiye üretimi ve istihdamı teşvik edecek yeni bir vergi sisteminin oturtulmasına da ihtiyaç duymaktadır. Özellikle işletmelerinde en az 3-4 kişiye istihdam sağlayan esnaf sanatkarlarımıza getirilecek vergisel kolaylıklar, bu kesime moral aşılayacak, üretim ve istihdam potansiyellerini artırmalarını sağlayacaktır. Esnaf sanatkarların ve yanlarında çalışanların Türkiye'deki sayısal gücü göz önüne alındığında, böyle bir girişimin ülke kalkınmasına önemli katkılar vereceği görülecektir.