2011, esnaf ve sanatkarlarımız için zor bir yıl oldu
2011 yılına bakıldığında ekonominin yılın ilk çeyreğinde yüzde 12, ikinci çeyrekte yüzde 8.8, üçüncü çeyrekte ise yüzde 8.2 oranında büyüdüğü görülmektedir. Böylece yılın dokuz aylık bölümünde ekonominin büyüme hızı yüzde 9.6 gibi oldukça yüksek bir düzeyde gerçekleşmiştir.
Ancak, büyüme hızının beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi piyasalarda endişeye neden olmuştur. Bu endişe, Türkiye'nin dış girdi ve kaynak bağımlılığının sürmesinden kaynaklanmaktadır. Bu bağımlılık nedeniyle ekonomi hızlı büyüdüğünde dış ticaret açığı ile cari açık rekor kırmaktadır. Yıl sonunda da cari açığın rekor düzeye yükselmesi beklenmektedir.
Bu durum yabancı spekülatörlerin risk algılamasının artmasına ve sıcak parayı ülkeden çıkarmalarına neden olabilmektedir. 1994, 2001 ve 2008 yıllarında olduğu gibi hızlı ve büyük miktarda sıcak para çıkışı ekonomiyi krize sokmakta, üretim ve istihdam hızla gerilemektedir. İşte bu acı tecrübeler nedeniyle ekonomik birimler endişeye kapılmaktadır.
Türkiye'nin hızlı büyümesinin ardında iç talep artışı yatmaktadır. Bankaların yurtdışından oldukça düşük faiz ile kaynak temin ederek işletmeler ve vatandaşlara kredi verme yarışına girmesi, reklamlarla pompalanan tüketim sonucu kredi kullanımı çok hızlı bir şekilde artmıştır. Döviz kurlarının reel olarak düşük düzeyde kalması ve halkın kredi alarak talebini artırdığı malların daha çok ithal ürünler olması dış ticaret açığını ve de cari açığı artırmıştır.
Cari açığın geldiği düzeyin kriz sınırına ulaşması ve bunun uluslararası finans çevrelerinde de ifade edilmeye başlanması Merkez Bankası'nı önlem almaya yöneltmiştir. MB, önce zorunlu karşılıkları artırarak kredi genişlemesini yavaşlatmayı denemiş ancak sonuç alamayınca faizleri artırma yoluna gitmiştir. Faizlerin artırıldığı dönemin Euro Bölgesi'ndeki sorunların daha belirgin olarak ortaya çıktığı döneme denk gelmesi ise ülkemizden bir miktar sıcak para çıkışına, bu da kurların artmasına neden olmuştur. Böylece hem faizin hem de kurların yüksek olduğu bir konjonktüre girilmiştir. Bu olumsuz gelişmelere enerji fiyatlarında (elektrik, doğalgaz) veÖTV'de artışlar eklenince enflasyon kontrolden çıkmıştır.
ESNAFIN DURUMU
2011 esnaf sanatkarlarımız için zor bir yıl olmuştur. Her şeyden önce, 3-4 yıl önce yoğun şekilde kullanılan uzun vadeli kredilerin süren ödemeleri, insanların alım gücünü düşürmüştür. Konut, ihtiyaç, araç kredileri ile uzun vadeli borçlanan tüketiciler, gelirlerinin önemli bir kısmını banka geri ödemelerine ayırmış, zorunlu ihtiyaçları dışında alışveriş yapamaz hale gelmişlerdir. Bu da doğrudan halka mal ve hizmet sunan üyelerimizin iş potansiyellerini düşürmüştür.
- Kur artışları nedeniyle döviz ile borçlanan üyelerimizin yükü TL bazında ortalama yüzde 20 oranında artmıştır. Esnaf sanatkarlarımızın 2010 yılı sonunda 1.9 milyar lira olan döviz kredisi kullanımı 2011 yılı Eylül ayı sonunda 2.5 milyar liraya yükselmiştir. Özellikle döviz geliri olmadan dövizle borçlanan üyelerimiz bu gelişmeden dolayı önemli kayıplara uğramışlardır.
- 2011 yılında esnaf sanatkarlarımızı olumsuz etkileyen bir diğer gelişme de Hipermarketler Yasası'nın yine gündeme gelmemesi olmuştur. Çoğu yabancı sermayeli olan hipermarket şubelerinin mahallelerimize kadar girmesi üyelerimizin işlerini biraz daha azaltmıştır.
Dünyanın her yerinde perakende sektörünün yasal mevzuatı bulunmakta ve neredeyse tüm ülkeler esnaf sanatkarlarını korumaktadırlar. Oysa Türkiye'de perakende sektörü adeta başıboş bırakılmıştır.
- Diğer taraftan krediye ulaşmadaki güçlükler üyelerimizi 2011 yılında da olumsuz etkilemiştir. Bu konudaki bürokratik engeller üyelerimizin yenilenme ve iş geliştirme çabalarını sekteye uğratmıştır.
Verilere göre Kasım sonu itibarıyla 8.891 kişi Esnaf Sicil'den kaydını sildirmiştir. Yani işyerini kapatmak durumunda kalmıştır. (2011 yılında aynı dönemde 11.593 yeni işyerinin açıldığı görülmektedir. Ancak bu rakam yanıltıcı olmamalıdır. Yeni işyeri açılışlarında kayıt yaptırma yasal bir zorunluluktur. Öte yandan avantajlı kredi kullanmak isteyen esnaf sanatkarın da sicil kaydını yaptırması gerekmektedir.
Bunun yanı sıra kayıt sildirmenin yasal bir zorunluluğu yoktur ve ayrı bir maliyeti bulunmaktadır. Özetle, bahsi geçen dönemde açılışların lehine olan fark, ekonominin iyi olmasından, piyasalarda canlılık yaşanmasından değil, yasal zorunluluklardan ve esnafın yaşadığı iktisadi sıkıntılardan kaynaklanmaktadır.)
Bugün Yunanistan, İtalya, İspanya'da borç krizi yaşanmaktadı. Maastrich Kriterleri'ne göre devletlerin borçları milli gelirlerinin yüzde 60'ını geçmemelidir ancak bugün bu oran Yunanistan'da yüzde 166, İtalya'da yüzde 121, İspanya'da yüzde 67 oranına ulaşmıştır.
AB KRİZDE
AB'nin Türkiye açısından önemine bakıldığında ise:
1- Türkiye'nin en büyük ticari ortağı AB ülkeleridir.
2- Bu ülkelerde en az 2-3 yıl sürecek bir yavaşlama beklenmektedir. Bu yavaşlama bir taraftan bu ülkelere ihracatımızı zorlaştıracak, diğer taraftan da bu ülkelerin firmalarını genç nüfusu ve artan talebi bulunan ülkemize yönlendirecektir. Dolayısıyla hem AB hem de ülkemiz pazarında rekabet daha da yoğunlaşacaktır.
3- Bu durum rekabet etmek isteyen firmalarımızı daha düşük fiyatla mal üretmeye zorlayacaktır. Diğer taraftan son aylarda döviz kurları ortalama yüzde 20 dolaylarında artmıştır. Bu iki gelişme de ülkemiz ihracatçılarını daha fazla yerli girdi kullanmaya yöneltecektir.
İşte bu noktada esnaf ve sanatkarlarımızın bu olumsuz gelişmeyi fırsata dönüştürme şansı bulunmaktadır. Örneğin organize sanayi bölgeleri ile yapılacak işbirlikleriyle üyelerimiz sanayicilerimize daha kaliteli, daha uygun fiyatlı ve zamanında teslim edilecek ürünler sunabilmelidirler. Böylece üyelerimiz hem iç ve dış pazarlarda ülke girişimcilerinin rekabet gücüne katkıda bulunabilecek hem de iş potansiyellerini artırabileceklerdir. İzmir Esnaf Teşkilatı da bu yönde üyelerine doğru rehberlik edecek potansiyele sahiptir.
Yeni dönemde esnaf sanatkarlarımıza yönelik önerilerimizi de önümüzdeki yazımızda dile getireceğiz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Gelir vergisi reform çalışmaları yıl sonuna kadar tamamlanacak (08 Aralık 2011)
- İESOB, sanayi sitelerine yönelik yeni bir projeye başlıyor (01 Aralık 2011)
- Maliye politikaları Ekim enflasyonunu körükledi (24 Kasım 2011)
- Tütün mamulleri kaçakçılığına karşı eylem planı yürürlüğe girdi (03 Kasım 2011)
- Merkez Bankası'nın faiz artırımı piyasaları nasıl etkileyecek? (27 Ekim 2011)