Halkbank'ın özelleştirilmesi sürecinde dikkat edilecek hususlar
Halk Bankası'nın esnaf sanatkarlarımız için ayrı bir önemi bulunmaktadır. Türkiye'de "esnafın bankası" olarak bilinen Halkbank, kredi kefalet kooperatifleri aracılığıyla üyelerimize en büyük finans imkanını sunan bankadır. Dolayısıyla Halkbank'ın özelleştirilmesi sürecinin her safhasını, esnaf teşkilatlarımız yakından izlemektedir.
BANKANIN ÖNEMİ
Aslında Halkbank'ın özelleştirilmesi sadece esnaf sanatkarları değil, toplumun her kesimini yakından ilgilendirmektedir. Halkbank'ın özelleştirilmesi sürecinde teşkilat yöneticilerimizin endişelerini paylaşmadan önce, bankanın ekonomik ve sosyal yaşamdaki konumuna değinmekte yarar bulunmaktadır.
- Önemli bir kamu bankası olan Halkbank, ülkede yaşanan kriz dönemlerinde dengeleyici rolü ile ön plana çıkmaktadır.
- Yabancı sermayenin ülkedeki bankaların yaklaşık yüzde 50'sine sahip olduğu bir dönemde, Halkbank ekonomi yönetiminin özel bankaları ve piyasaları disipline ederken kullandığı önemli bir araçtır.
- Halkbank, Türkiye'de KOBİ'lere, reel sektöre ve özellikle esnaf kesimine kredi sağlamak gibi çok önemli bir görevi yerine getirmektedir. Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifleri'ne dağıtılan plasmanın katkısıyla, esnaf kesiminin en fazla kredi aldığı banka konumundadır.
- Halkbank, özellikle 2001 yılında bankacılık sektörünü düzenleyen yasalardan sonra önemli bir karlılık oranı elde etmeye başlamıştır.
ESNAFIN ÇEKİNCELERİ
Halkbank'ın ekonomik ve sosyal işlevleri özetle bu şekilde sıralanmaktadır. Bu veriler ışığında bankanın özelleştirilmesini ve bu süreçte esnaf teşkilatının endişelerini irdelersek;
1- Son dönemde Türk halkının sık sık duyduğu Basell kriterleri, uluslar arası bankacılık sisteminin belirlediği kredi verme koşullarını içermektedir. Türkiye'de de bankacılık sistemi, Basell kriterlerini yavaş yavaş uygulamaya başlamaktadır. Orta vadede Basell kriterlerinin ülkemizde tamamen devreye girmesi, küçük işletmelerimizin kredi kullanımını daha da zorlaştıracaktır. Çünkü küçük işletmelerimizin, Basell kriterlerinin istediği kurumsallaşmayı kısa sürede yakalayamayacağı öngörülmektedir.
Örneğin kredi kullanmak isteyen üyelerimizin, istedikleri meblağ için yeterli teminatı gösterebilmeleri, kriterlerin istediği zorunlu eleman tedariki, karlılık oranı (bilanço-gelir gider göstergeleri) gibi şartları yerine getirebilmeleri zor olacaktır.
Bu durum, zaten yeterli finans desteği bulamayan esnaf sanatkarlarımızı daha da zora sokacak ve Halkbank aracılığıyla kullanılan Esnaf Kefalet Kooperatifi kredilerinin önemi daha da artacaktır.
2- Ekonomi yönetimi, özellikle kriz dönemlerinde reel sektörü ve üretimi desteklerken kullandığı en önemli araçlardan birini kaybedecektir.
Unutulmamalıdır ki, kriz döneminde özel bankalar piyasayı riskli görerek kredi vermezken, kamu bankaları kredi musluklarını açarak ve faizleri aşağı çekerek para pompalamış, yaşanan kriz görece az hasarla atlatılmıştır.
3- Bankanın özelleştirilme zamanlaması, Türkiye'nin not artışının hemen ertesine, ülkeye yabancı sermaye girişinin hızlandığı bir döneme denk getirilmiştir.
Öte yandan ekonomi çevreleri, sürecin çok hızlı işletilmesinden dolayı yerli yatırımcılar tarafından özelleştirilmenin yeterince değerlendirilemeyeceğinden endişe duymaktadırlar. Çünkü bu halde zaten yarısı yabancı sermayenin elinde bulunan bankacılık sisteminde terazinin dengesi yabancıların lehine bozulacaktır. Yeni durum da, orta ve uzun vadede bazı ekonomik sakıncaları beraberinde getirecektir.
4- Halkbank, 2011 yılında 2 milyar 45 milyon lira, 2012'nin ilk yarısında 1.253 milyon lira kar etmiştir. Yani Halkbank ekonomik ve sosyal hizmetlerinin yanında, karlı bir kurumdur. Bu şekilde Halkbank'ın özelleştirilmesinin sebebi verimlilik artışı olamayacak0tır. Eğer banka bütçe açığının kapatılması için özelleştirilecekse, açığın kapatılmasının yolu ülkedeki kayıtdışının önlenmesi olmalıdır.
SONUÇ
Netice itibarıyla Halkbank'ın ülkedeki konumu ve özelleştirilmesinin getirebileceği bazı sakıncalar göz önüne alındığında, ülke genelinde teşkilat yöneticilerimizin duydukları kaygının nedeni anlaşılabilecektir.
Türkiye'de kalkınmanın yolu, üretimi, yatırımı, bu çerçevede reel sektörün en küçük dişlisi esnaf sanatkarları desteklemekten geçmektedir. Halkbank özelleştirilmesine de bu açıdan bakılmalı, özelleştirilme çalışmalarında esnaf teşkilatının görüşleri alınmalı, teşkilat yöneticileri sürece dahil edilmeli, bankanın KOBİ finansmanındaki görevlerinin aksatılmamasına dikkat edilmelidir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.