Demokrasinin kalitesini birlikte yükseltelim...
Her şeyden önce Yüksek Seçim Kurulu'nun bu kararları adil değil. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu, bir yandan esnaf odalarından, sulama kooperatiflerine, hatta köy korucularına kadar pek çok kişiye "Siz kamuyu temsil ediyorsunuz, istifa etmeniz gerekir" derken, "Bakanlar milletvekilidir, onların aday olması durumunda istifa etmesine gerek yoktur" demektedir.
TARİHİ GEÇMİŞ
Esnaf sanatkarlar Türk toplumunda sadece iktisadi anlamda değil, sağduyusuyla, bütünleştirici yapısıyla sosyal ve kültürel alanlarda da önemli işlevler üstlenmişlerdir.
Anadolu Selçuklularından, Osmanlılardan beri, Ahi örgütleriyle toplumsal hayatı yönlendirmiş, devlet yapılanmasına rehberlik etmiş, içlerinden ülke yöneticileri yetiştirmişlerdir.
Temsil ettiğimiz esnaf sanatkarlar camiası, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu güne değin halen üstlendikleri sosyal ödevleri layıkıyla yerine getirmeye devam ediyor. Türkiye'de esnaf sanatkarların konumu farklıdır. Doğrudan halka mal ve hizmet sunan, hem tüketici hem üretici konumuyla sosyal dengeleri koruyan, toplumun çoğunluğunu oluşturan ve sayısal gücüyle politik ve toplumsal olaylara yön veren esnaf sanatkarlarımız, Türk halkının vazgeçilmez mozaiğidir.
TECRÜBE ÖNEMLİ
Toplumda böylesine önemli işlevlere sahip olan bir kesimin temsilcilerinin, merkezi yönetim yerine, yerinden idarenin daha fazla önem kazandığı günümüzde, yerel yönetimlerden adeta uzaklaştırılmak istenmesi anlaşılır gibi değil.
Bu kanun değişikliği ve neticesinde ortaya konulan YSK kararları; hem demokrasiye ve örgütlü topluma vurulmuş bir darbedir, hem de yerel yönetimlerin gücünü ve verimliliğini azaltacak bir etkendir.
Kuşkusuz bir kentin ticari yaşamıyla ilgili kararlar alınırken bir tacir, bir esnaf ya da bir sanayiciden ziyade, ticaret, sanayi ya da esnaf odasının başkan ve yöneticileri daha doğru hareket edebilir. Çünkü örgütlü toplum temsilcileri, kendi yapılarına hesap vermek zorunda olduklarından, bireysel hareket edemeyecek, toplum yararını ve meslek kolundaki üyelerini düşünecektir.
Ayrıca odadaki görevi nedeniyle idarecilik alanında tecrübe kazanan yöneticilerimiz, karşılaşılacak sorunlara daha yapıcı, duyarlı yaklaşabilecek, daha pratik çözümler üretebileceklerdir.
Bu yazıda konu esnaf odaları yöneticileri yönünden ele alındı. Ancak bu hak diğer meslek örgütleri yöneticilerine de verilmeli. Demokrasilerde, seçilmiş insanların o sıfatlarıyla yönetim kademelerinde bulunması çok önemlidir. Bu nedenle kamu kurumu niteliğinde meslek örgütlerinin yöneticilerinin bu haklarının elinden alınmasının yanlış olduğuna inanıyoruz.
DEMOKRASİNİN KALİTESİ
İzmir Birliği bu konuda, gelinen noktanın tam aksine, meslek örgütlerinin başkan ve yöneticilerinin aday olmasının, yerel parlamentolarda, karar süreçlerinde etkili olmasının teşvik edilmesi gerektiğine inanıyor. Çünkü meslek örgütlerinin bu süreçlere katkısı arttıkça "Belediye meclisleri ya da parlamentolar iş yapmıyor. Liderler ne derse o yönde el kaldırılıyor. Yöneticilere ulaşamıyor, dertlerimizi anlatamıyoruz" şikayetleri de ortadan kalkacaktır.
Seçilmiş insanlar, o kimlikleriyle o meclislerde bulunursa, hesap vereceği kitlelerin görüşünü ve kamu yararını düşüneceklerdir. Böyle bir oluşum da demokrasinin kalitesini artırır. Özetle, demokrasinin kalite ve standartlarının yükseltilmesi, örgütlü toplumun kent ve ülke yönetimine taşınması ile mümkün olabilecektir.
İzmir Esnaf Teşkilatı bu düşüncelerle, Yüksek Seçim Kurulu'nun aldığı kararları yeniden gözden geçirmesi gerektiğine inanıyor. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, teşkilatı tarafından olumlu karşılanmayan bu kararların düzeltilmesi için gerekirse hukuki tüm yollara müracaat edecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yazarkasalar ile POS cihazları birleşti, mağdur durumda kalmayın (21 Kasım 2013)
- 'Marka Kent İzmir' için bütüncül öneriler (07 Kasım 2013)
- İzmir'in marka kent olmasında esnaf sanatkarların rolü (31 Ekim 2013)
- Türkiye üreterek büyümelidir (10 Ekim 2013)
- Yazarkasalar ile POS cihazları birleşiyor (04 Ekim 2013)