Başbakan Ahmet Davutoğlu, hafta başında 62. Hükümet'in Programı'nı açıklamıştır. Program, Türkiye'nin daha gelişmiş bir demokrasiye sahip olmasını, kalkınmışlık düzeyinin yükseltilmesini, yaşam alanları ve çevre koşullarının iyileştirilmesini, ekonomik yapının güçlendirilmesini ve ülkenin bulunduğu bölgede ve dünyada öncü ülkelerden biri haline gelmesini amaçlamaktadır.
Tüm vatandaşların ortak paydası olabilecek böylesi amaçların belirlenmiş olması, ülkenin refah ve huzuru açısından oldukça önem taşımaktadır.
Türkiye'nin profili
Türkiye, nüfusu (her yıl yaklaşık bir milyon kişi artarak) 80 milyona dayanan, kırdan kente yoğun göç yaşanan, 25 milyon öğrencisi olan, kentlerde büyük ve yeni yapılaşmalar gerçekleşen, içsel dinamikleri oldukça yoğun bir ülkedir.
Bulunduğu coğrafyanın hem çok önemli hem de oldukça zorlu niteliklere sahip olması, 200'ü aşkın ülkeye 150 milyar dolar dolayında ihracat yapılıyor olması, ithalatın 250 milyar dolara ulaşması, içeride 140 milyar dolar düzeyinde sıcak para bulunması ise Türkiye'nin dışsal dinamiklere de oldukça açık olduğunu ortaya koymaktadır.
Böylesi özgün, büyük ve hem içsel hem de dışsal dinamiklerin oldukça hareketli olduğu, kültürel farklılaşmaların belirginleştiği bir ülkede siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması ve korunması sosyal barış açısından da büyük önem taşımaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri ekonomik açıdan oldukça iddialı 2023 hedefleri belirlemiştir.
Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapmak olarak özetlenebilecek bu hedeflere ulaşmak için sadece ekonomik değil, siyasi, sosyal ve kültürel adımların da atılması gerekmektedir. Nitekim 62. Hükümet Programı'nda bu ihtiyaçların giderilmesine yönelik bazı önemli vurguların olması bizleri umutlandırmaktadır.
Ekonomi ağırlıklı
Diğer taraftan Hükümet programında en fazla yerin ekonomiye ayrılmış olması dikkat çekmektedir.
Küresel dinamiklerin yön değiştirmeye başladığı bir ortamda Türkiye'de artık iç talep ile yüksek büyümenin sınırlarına gelinmiştir.
Türk ekonomisinde dış açıklar sürdürülemez noktalara ulaşmış, devlet, firmalar ve vatandaşlar oldukça hızlı artan borç yükü ile karşı karşıya kalmışlardır.
Öte yandan teknoloji ve markalı teknolojik ürün üretiminde oldukça geri kalındığı da bilinen bir gerçektir.
Böylesine bir ortamda doğru tespitler ve yönelimler ile programda ekonomiye büyük önem verilmesi yerinde olmuştur.
Esnaf kesimi umutlu
Programın içeriğinde, makro ekonomik iklimin finans yerine, reel ekonomi yani üretim, istihdam ve ihracata odaklanması, esnaf ve sanatkarları ümitlendirmiştir.
Hükümet, programında bizleri ümitlendiren bir diğer boyut ise esnaf ve sanatkarlarımızın başında Demokles'in Kılıcı gibi duran AVM ve hipermarketlere ilişkin yasal düzenlemenin yani perakende ticaretin düzenlenmesine ilişkin bir yasanın çıkarılacağı vurgusu olmuştur.
Bu konuda yıllardır atılamayan adımların 62. Hükümet döneminde atılması en büyük dileğimizdir.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, katılımcı demokrasi anlayışı çerçevesinde, programda yer alan bu taahhüt yanında, esnaf sanatkarlarla ilgili diğer söylem ve taahhütlerin de takipçisi olacaktır.
62. Hükümetin ve programının ülkemize ve insanlarımıza hayırlı olmasını, Türkiye'ye refah ve mutluluk getirmesini diliyorum.