Son yazımızda vergi tahsilatlarının devlet çarkının işlemesindeki önemli rolüne dikkat çekmiş, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan Mükellef Hakları Bildirgesi'ne yönelik düşüncelerimizi aktarmıştık.
Bu yazımızda da konuya devam etmek ve yine Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan Mükelleflerin Hakları ve Ödevleri Rehberi'ni değerlendirmek istiyorum.
Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamak ve mükellef odaklı, kaliteli hizmet sunma anlayışı doğrultusunda hazırlanan bu rehberde yer alan "genel haklar" şunlardır:
Dilekçe hakkı ve bilgi edinme hakkı, kamu denetçisine başvurma hakkı, dava açma hakkı, temsil hakkı, eşit muamele görme hakkı ve mükellef memnuniyeti.
MÜKELLEF HABERDAR DEĞİL
MÜKELLEF HABERDAR DEĞİL
Bir de, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması sırasında karşılaştıkları özel durumlar ve işlemler ile ilgili olarak sahip oldukları haklar vardır.
Bunlar ise;
Uzlaşma hakkı, pişmanlık hakkı, düzeltme talebi hakkı, şikayet yolu ile müracaat hakkı, ödeme emrine itiraz hakkı, vergi mahremiyeti hakkı, cezalarda indirim hakkı, tecil-taksitlendirme hakkı olarak belirlenmiştir.
Bu hakları değerlendirecek olursak;
1- Başta esnaf ve sanatkarlarımız olmak üzere mükelleflerimiz bu haklarından yeterince haberdar değildir. Bu nedenle farklı mükellef grupları bazında broşür ve afişler hazırlanarak mükellef hakları konusunda bilgilendirme yapılmalıdır.
2- Vergi idaresi ve esnaf teşkilatı olarak meslek grubu bazında ortaklaşa panel ve konferanslar yapılmalıdır.
3- Gerek yerleşik gerekse gezici vergi memurları da mükellef hakları konusunda yeterince bilinçlendirilmelidir. Her memur bu haklar konusunda mükelleflere bilgi vermeli, gerekirse işlemlere bilgilendirmeden sonra başlamalıdır.
EKONOMİK ÖNLEMLER
EKONOMİK ÖNLEMLER
Kuşkusuz, mükelleflerden toplanan kaynakların nasıl kullanıldığına ilişkin yansımalar ve algılar da önemsenmelidir. Zira vergilerin doğru ve etkin kullanılmadığının düşünüldüğü bir ortam oluştuğunda diğer aşamalar ne kadar adil ve iyi işlese de mükellefler mutsuz olacaktır. Böylesi bir ortamda da "güven bunalımı" ortaya çıkacaktır.
Vergi tahsilatının artması ve vergi bilincinin oturması için bazı ekonomik önlemlere de ihtiyaç duyulacaktır. Bu çerçevede;
1- Türkiye'de öncelikle ekonomik iklim reel sektör yani üretim yapan kesimler lehine değiştirilmelidir. Türkiye'nin önceliği yatırım, üretim, istihdam ve ihracat olmalıdır.
2- Esnaf sanatkarlar başta olmak üzere, halkımızın devlet anlayışı oldukça güçlüdür. Bu anlayışın korunması ve güçlendirilmesi gerekir.
3- Kayıtdışı ekonomi ile daha etkin mücadele edilmeli, kayıtdışının doğurduğu haksız rekabet önlenmelidir. Her kesim, vergilerin doğru ve düzenli ödenmesi halinde ortak toplumsal ihtiyaçların daha nitelikli karşılanabileceğini bilmelidir.
4- Tüm mükellefler de hakları olduğunu, ancak bunların karşısında yükümlülükleri bulunduğunu unutmamalıdır.
5- Esnaf ve sanatkarlar bu toplumun hem tutkalı hem de sosyal sigortasıdır. Onların yaşaması daha az işsizlik, daha az huzursuzluk ve daha çok toplumsal mutluluk anlamına gelmektedir. Bu nedenle daha önce de vurguladığımız gibi, vergi idaresinin esnaflarımıza pozitif ayrımcılık yapması en büyük dileğimizdir.