Güçlü ekonomi güçlü devlet yapısı
Her şeyden önce şunun altını çizmekte yarar bulunmaktadır. Türkiye tüm bu sorunları aşabilecek güce, bilgi birikimine ve kaynağa sahiptir. Ancak sorunların aşılması için öncelikle ekonominin güçlü olması gerekmektedir. Güçlü bir ekonomi ile bu sıkıntılar daha rahat aşılabilecektir. Çünkü ekonomi güçlüyse devlet de güçlü olacaktır.
EKONOMİNİN SORUNLARI
Yurtiçinde talebin yavaşlaması, doğrudan halka mal ve hizmet sunan esnaf sanatkarları, ihracatta gerilemenin yaşanması ve yatırımların durması da orta ve büyük ölçekli işletmeleri olumsuz etkilemektedir.
Bu durum, büyümenin hızını düşürmekte, piyasaların durgunluğunu körüklemektedir. Gelişmeler ekonominin zayıflama eğiliminin artmasının ince göstergeleridir.
Ekonomik anlamda, hızlı nüfus artışı, her çalışanın kendisiyle birlikte 3 kişiye daha bakmak zorunda kalması, yüksek tüketim beklentisi, aşırı kentleşme, bilim ve teknoloji üretmedeki yetersizlikler, üretim ve tüketim deseni uyumsuzluğu gibi ciddi sorunlar çözüm beklemektedir.
GİRİŞİMCİLERİN ÖNEMİ
Göstergeler ekonominin yaşanan olayların gölgesinde kalmaması gerektiğini işaret etmektedir. Hiç kimse 'Şu an ekonomi ile ilgilenmenin vakti değildir' gibi yanlış bir düşünceye kapılmamalıdır.
Türkiye sıkıntılarını güçlü ekonomisiyle aşabilecekse, ekonomi her zaman gündemin başında olmalıdır. Türkiye'nin içinde bulunduğu zor şartlar, ekonomik tedbirlerin alınmasını ve uygulanmasını engellememelidir.
Ekonomi kurmayları üretim ve yatırım yapan reel sektörün sorunlarına daha fazla duyarlılık göstermeli, sağlıklı ekonominin gerekleri yerine getirilmelidir.
Bu amaçla, yatırım ve üretim yapan, vergisini ödeyen girişimcilere daha fazla önem gösterilmelidir. Müteşebbis kesimin durumu iyileştirildiğinde daha çok istihdam, üretim ve yatırım imkanı doğacak, zincirin devamında daha fazla vergi tahsilatı ve bütçeye daha fazla kaynak aktarılması sağlanacaktır.
Bütçenin geliri artınca da;
- Altyapıya,
- Sosyal ve eğitim alanlarındaki yatırımlara,
- Emekli ve memur maaşlarına daha fazla para aktarılmasının önü açılacak, toplumsal refaha önemli katkı verilecektir.
YUNANİSTAN ÖRNEĞİ
Bu gerçeklerin ışığında üretimin nasıl artırılacağı tartışılmalı, üretim artmadan alınacak önlemlerin işleri daha da kötüye götürebileceği unutulmamalıdır. Üretmeden tüketen ve kaynak olmadan bütçe harcamalarını artıran komşumuz Yunanistan'ın düştüğü durum gözden kaçırılmamalıdır.
Bu noktada ekonominin en önemli aktörlerinden olan ve toplumsal yaşamda sosyal ödevleri de üstlenen küçük işletmelere pozitif ayırımcılık yapılması da gerekmektedir.
Sınırlı sermaye yapıları nedeniyle özel ilgi bekleyen esnaf sanatkarlarımız, ekonomiye katkı vermeleri, birleştirici ve sağduyulu özellikleriyle sosyal yaşamı yönlendirmeleri için desteklenmelidir.
Her türlü olumsuz koşula rağmen Türkiye içinde bulunduğu sıkıntılı süreci geride bırakacaktır.
Bu noktada kimsenin karamsar olmasına gerek yoktur. Yeter ki ekonomideki dinamiklerimize sahip çıkalım, ülke gündeminde yaşanılan sorunların ekonomiyi gölgede bırakmasına izin vermeyelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Perakende sektörü yönetmelikleri bekliyor... (06 Ağustos 2015)
- Bağ-Kur'a prim borcu olanlar acele etsin (29 Temmuz 2015)
- Turizm sektörünün sıkıntıları ve beklentiler (23 Temmuz 2015)
- Bayram alışverişlerinizi esnaf sanatkarlardan yapın (09 Temmuz 2015)
- Yunanistan ekonomisi neden iflasın eşiğine geldi? (02 Temmuz 2015)