16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa referandumu sonrası Türkiye yeni bir sisteme geçmiş ve 24 Haziran'da yapılan seçimlerle de sistem tamamen uygulanmaya başlanmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak tanımlanan bu yeni yapının ülkemize ve insanımıza hayırlı olmasını diliyoruz.
Yeni sistem Türk ekonomisi açısından da önemli yenilikler içermektedir. Ekonomi ile ilgili bakanlık sayısı azaltılmış, ekonomi yönetimi büyük ölçüde Hazine ve Maliye Bakanlığına devredilmiştir. Bu bakanlığın yanında ekonomiyle bağlantılı olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı yeni kabinede yer almıştır.
DÜNYA EKONOMİSİNDE DURUM
Ülkemizin yeni ekonomi yönetimini değerlendirmeden önce, etkilerini yakından hissettiğimiz küresel iktisadi gelişmeleri incelemekte yarar bulunmaktadır. Küresel boyutta fon kaynakları pahalı hale gelmiş, dünya genelinde ticaret savaşları yaşanmaya başlamıştır.
2008 finans krizini aşmak için piyasalara likidite yağdıran AB ve ABD ülkeleri, uygulandığı dönemde işe yarayan ve önemli işlevler gören bu politikayı artık terk etmişlerdir. ABD Merkez Bankası (FED), enflasyon yaratma potansiyeli bulunan likidite genişlemesini durdurup faiz artışına başlamıştır. Yakın zamanda AB merkez bankasının da (ECB) benzer bir sürece girmesi beklenmektedir. Bu gelişmeler dünya genelinde fon kaynaklarının daralmasına ve pahalılaşmasına (faiz artışı) neden olmaktadır.
Diğer taraftan Trump'ın başkan seçilmesinin ardından ABD'de korumacı anlayış benimsenmiştir. ABD, yerli üretimi korumak ve istihdamı artırmak için ithalatı azaltıcı, ihracatı teşvik edici araçları devreye sokmaktadır. ABD'nin politikaları da, özellikle hedef alınan Çin tarafından karşı önlemlerle telafi edilmeye çalışılmaktadır.
Yakın zamanda ABD ile AB arasında da bu tür çatışmaların derinleşmesi beklenmektedir.
Yani, dünya genelinde ticaret savaşlarının yaşanacağı bir döneme girilmektedir.
ÇOK BAŞLILIK GİDERİLDİ
Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, Türk ekonomisi küresel gelişmelerin de etkisiyle sıkıntılı bir sürece girmiş durumdadır.
Enflasyon ve faizlerde artışlar yaşanmakta, cari açık ile bütçe açığının büyüdüğü görülmektedir. Ayrıca ekonominin sağlıklı dengelere kavuşabilmesi için bir miktar yavaşlaması gerektiği dillendirilmektedir.
Dünyada likiditenin kıt ve pahalı olduğu, küresel ticaret anlayışlarının değiştiği günlerde ekonomide daha dikkatli olmamız gerekmektedir.
Böylesi bir ortamda ekonomi yönetiminde koordineli ve hızlı karar alınabilmesi çok önem kazanmıştır. Bu nedenle ekonomi yönetimindeki çok başlılığın giderilmesini olumlu buluyoruz. Ekonomi yönetimindeki hızlı karar süreci, küresel ve ulusal boyutta zorlukların arttığı bir dönemde büyük avantajlar sağlayabilecektir.
MORAL AŞILADI
İşsizlik oranları hakkında açıklanan veriler de, yeni ekonomi yönetiminin göreve moralle başlamasına vesile olacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Nisan 2018 dönemine ilişkin açıklanan verilere göre işsizlik oranı yüzde 9.6 oranında gerçekleşmiştir. Bu oran, 2016 Mayıs'ından bu yana gerçekleşen en düşük işsizlik oranıdır.
Ayrıca geleceğimizin teminatı gençlerimiz arasındaki işsizlik oranında yaşanan düşüş de içimizi rahatlatmaktadır. Nisan ayında genç nüfustaki işsizlik oranı yüzde 16.9 oranında gerçekleşmiştir. Geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 19.8 oranında seyretmiştir. Alınan mesafe önemlidir.
Netice itibarıyla, beklentimiz yeni bir enerji ve moralle kolları sıvayan yeni bakanlarımızın ve oluşturulan yeni birimlerin ekonomimizi daha sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme oranlarına taşımasıdır. Temennimiz, Türk ekonomisinin refah patikasına yönlendirilebilmesi ve bu patikada uzun süre kalmasının sağlanmasıdır.