Önümüzdeki hafta başında acısıyla tatlısıyla hepimizde iz bırakan 2018 yılını uğurlayacak, yeni umutlarla 2019 yılına adım atacağız. Yaklaşan yılbaşı öncesi insanlar sevdikleri, yakınları için alışverişler yapacak, yeni yılı en iyi şekilde karşılamaya hazırlanacaklar.
Bu noktada değerli İzmirlilere, vatandaşlarımıza, yılbaşı alışverişlerinde AVM'ler ve ithal ürünler yerine, esnaf sanatkârları ve yerli malını tercih etmeleri için çağrıda bulunmak istiyoruz.
VATANDAŞLIK BİLİNCİ
Yılbaşı öncesi özellikle gıda, giyim, hediyelik eşya alışverişleri artmaktadır. Tüketicilerin alışveriş tercihlerinde esnaf sanatkarları ve yerli malını tercih etmeleri ise, ekonomide verilen çetin mücadeleye önemli katkı sağlayacaktır.
Çoğu yabancı sermayeli olan AVM'lerin ucuz satmak, daha fazla kar etmek adına raflarını kalitesine bakmaksızın ithal ürünlerle doldurduğu bilinen bir gerçektir. AVM'lerin bu çalışma sistematiği, sıcak paranın yurt dışına çıkmasına, cari açığın artmasına neden olmakta, ayrıca yerli üreticilerin ve aracıların mağdur olmalarına da yol açmaktadır.
Dolayısıyla alışverişlerde AVM'ler yerine; Kazandığını yine ilçesinde, çevresinde harcayan, ilinin ticari sirkülasyonuna ve gelişimine destek veren, ödediği vergiyle, istihdam ve üretim potansiyeli ile ekonomiye katkıda bulunan esnaf sanatkarları tercih etmek, kanaatimizce artık vatandaşlık bilincinin bir gereği haline gelmiştir.
YERLİ MALI ÜRETİM
Alışverişlerde esnaf sanatkara yönelmek kadar, yerli malı tercihi de önem kazanmaktadır. Bugün ekonomide yaşanan badireler, üretim ve ihracat artışı ile aşılabilecek mahiyettedir. Bu çerçevede ekonomik mücadelede hükümete, iş dünyasına olduğu kadar halkımıza da önemli görevler düşmektedir.
İzmir Birliği bugüne kadar, Yerli Malı Haftası, Ahilik Haftası gibi çeşitli platformlarda, yerli ürün tüketimine ve alışverişlerde esnaf sanatkar tercihine yönelik uyarılarını kamuoyu ile paylaşmıştır.
İESOB bu düşüncelerine ülke yöneticilerine sunduğu raporlarda da yer vermiş, ilgili birimlerin tüketicileri yönlendirecek çalışmalara ağırlık vermeleri gerektiğine dikkat çekmiştir. Bu noktada Ticaret Bakanlığı'nın 'Fiyat Etiketi Yönetmeliği'nde yaptığı değişiklik de yerinde olmuştur.
18 Eylül'de Resmi Gazete'de yayınlanan değişikliğe göre, Türkiye'de üretilen malların etiketlerinde, Bakanlıkça tespit ve ilan edilen şekil, logo veya işaretleri kullanmak, ürün hakkında ayrıntılı bilgilere yer vermek zorunludur. Ancak bu çalışmanın başarısı, tüketicilerin yerli ürün tercihi ile doğru orantılı olacaktır. Geleceğimiz tutumlu olduğumuz, yerli malı kullandığımız, küçük işletmelere sahip çıktığımız ölçüde güzel olacaktır.
ÜCRETLİ POŞET UYGULAMASI BAŞLIYOR
10 Aralık 2018 tarihli ve 30621 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "7153 sayılı Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", çevre kirliliğinin önlenmesi için uyulması zorunlu standartları içermektedir. Kanun kapsamında, 1 Ocak 2019'dan itibaren hayata geçirilecek olan ücretli poşet uygulaması da yer almaktadır. Plastik poşetlerden kaynaklanan çevre kirliliğinin önlenmesi amacını güden uygulama, plastik poşetlerin satış noktalarında tüketiciye ücret karşılığı verilmesini öngörmektedir. Burada uygulanacak taban ücret 25 kuruştan az olmayacak, Ticaret Bakanlığı'nca oluşturulacak komisyon aracılığıyla belirlenecek ve her yıl ücret güncellemesi yapılacaktır.
Mesafeli sözleşmelerle yapılan satışlar da bu kapsama girecektir. Plastik poşetler, ücretsiz teminlerine imkan verecek promosyonlara, kampanyalara dahil edilemeyecektir. Plastik poşetleri ücretsiz verdiği tespit edilen işletmelere ise, depo alanı hariç kapalı satış alanının her metrekaresi için 10 lira idari para cezası verilecektir.
Ücrete tabii poşetlerle, Plastik Torbalar, yani tüketicilere satın aldıkları ürünleri taşımaları için verilen saplı veya sapsız torbalar kast edilmektedir. Öte yandan, açık gıdaların (meyve-sebze/ et -süt ürünleri gibi) paketleme veya hijyen amaçlı sarıldığı, kalınlığı çift kat 15 mikroyu geçmeyen Çok Hafif Plastik Torba'lar bu uygulamadan muaf tutulacaktır.
